Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Türk Hariciyesi, Cumhuriyet'in 100. yılında krizlerin yönetiminde aktif rol oynuyor

Köklü Osmanlı diplomasisi geleneği üzerine kurulan Türk Hariciyesi, dünyanın 5. en büyük diplomatik ağıyla bölgesinde ve ötesinde refah ve istikrar ortamına katkı sağlamayı sürdürüyor.

Köklü Osmanlı diplomasisi geleneği

ANKARA (AA) – Anadolu Ajansının (AA) Cumhuriyet’in 100. yıl dönümü nedeniyle hazırladığı dosya haberler kapsamında bu haberde, Türk Hariciyesinin tarihine ve Dışişleri Bakanlığının güncel verilerine ilişkin bilgiler derlendi.

Güçlü diplomasi geleneğini etkin bir araç olarak kullanan Osmanlı Devleti, yüzyıllar boyu geniş bir coğrafyada hüküm sürdü.

Türk Hariciyesi, uzun geçmişe dayanan köklü Osmanlı diplomasisi geleneği üzerine kuruldu.

19. yüzyıla kadar Osmanlı Devleti’nin dış ilişkileri Reisülküttap yönetiminde idare ediliyordu.

Reisülküttap aynı zamanda devlet yazışmalarını yapmak ve devletin ana kayıtlarını tutmak gibi başka görevler de üstlenmişti.

Dışişleri Bakanlığı kurumsal başlangıcını 1523 yılı olarak kabul ederken, 1523’te ismi resmi kayıtlarda geçen ilk Reisülküttap Haydar Çelebi oldu.

Özellikle Babıali’ye geçişten sonra Reisülküttaplık müessesinin önemi giderek arttı ve diplomasiden sorumlu ana yapı haline dönüştü.

Aralık 1793’te, 3. Selim döneminde ilk sürekli Büyükelçilik Londra’da açılırken, Yusuf Agah Efendi ilk sürekli Osmanlı Büyükelçisi olarak atandı.

Böylece Osmanlı Devleti de sürekli temsil ve karşılıklılık esaslarına dayalı diplomasiyi uygulamaya başladı.

Daha sonra sırasıyla Viyana, Berlin ve Paris’te de mukim büyükelçilikler açıldı. Bugünkü anlamda konsolosluk faaliyetleri yürüten daimi şehbenderlikler de kurulmaya başladı.

İlk şehbenderlik 1802’de Viyana’da açılırken, 1802-1821 yıllarında Akdeniz ve özellikle İtalyan limanlarından oluşan 16 noktada şehbenderlikler kuruldu.

Bu sayı 2. Abdülhamid döneminde Latin Amerika, Afrika ve Uzak Asya da dahil olmak üzere 228’e yükseldi.

2. Mahmud döneminde “Hariciye Nezareti” kuruldu

Türk diplomasisine daha kurumsal nitelik kazandıran önemli bir dönüm noktası da 2. Mahmud döneminde, 1836’da Hariciye Nezaretinin kurulması oldu.

11 Mart 1836 tarihli Ferman ile hayata geçirilen bu önemli adımın ardından son Reisülküttap olan Mehmet Akif Paşa ilk “Hariciye Nazırı” oldu.

Osmanlı Devleti’nin diğer devletlerle ilişkilerini güvenilir memurlar aracılığıyla sağlamak ve ileride etki sahibi olacak reformcu bürokratların yetişmesine de zemin hazırlamak üzere 1821’de kurulan ve Reisülküttap’a bağlanan Babıali Tercüme Odası, Hariciye memurlarının yetişmesinde önemli rol üstlendi.

Hariciye Nezareti döneminde Mustafa Reşit Paşa, Mehmed Emin Ali Paşa ve Keçecizade Fuat Paşa gibi isimler, Hariciye Nazırı ve sadrazamlık görevlerini üstlenirken, Tanzimat ve Islahat Fermanları gibi Osmanlı Devletindeki dönüşümü yönlendiren isimler olarak ön plana çıktı.

Milli Mücadele ile Türk diplomasisinde de yeni bir sayfa açıldı

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak başlattığı Milli Mücadele ile Türk diplomasisinde de yepyeni bir sayfa açılırken, Atatürk’ün önderliğinde Cumhuriyet’in dış politika ilkelerinin temelleri atıldı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana Atatürk’ün görüş ve ilkeleri Türk dış politikasının yürütülmesinde rehber olurken, Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” özdeyişi Türk dış politikasının da temel hedefini oluşturdu.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) 23 Nisan 1920’de açılışının hemen ardından oluşturulan ilk Milli Hükümetle birlikte “Hariciye Vekaleti” de 2 Mayıs 1920’de resmen kuruldu ve başına Bekir Sami Bey getirildi.

Son derece kısıtlı imkanlarla kurulan Hariciye Vekaleti, Milli Mücadele döneminde dış temasların artan yoğunluğuyla birlikte, tüm zorluklara rağmen özverili şekilde görev yaparken Lozan’a giden süreçte de önemli rol oynadı.

Hariciye Vekaletinin diplomatik faaliyetleri TBMM Hükümetinin askeri mücadelesine destek verirken, Moskova-Kars Antlaşması’nın ardından Fransa ile imzalanan Ankara Antlaşması bir cephenin daha kapanmasını sağladı.

Mudanya mütarekesiyle askeri mücadele sona ererken, Hariciye Vekili İsmet Paşa başkanlığındaki heyetin 8 ay süren müzakereleri sonucu Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgelerinden olan Lozan Barış Antlaşması imzalandı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Büyükelçiliği Bakü’de açıldı

Cumhuriyet’in kurulmasının ardından Hariciye Vekaleti, iç ve dış teşkilatlarını geliştirmeye başladı.

İlk dış temsilciliğini 1920’de Bakü’de açan Ankara Hükümeti, Mahmud Şevket Bey’i temsilci olarak atadı.

Ankara Hükümeti, Bakü’nün yanı sıra 1920’de Moskova, Kabil, Roma, Tiflis ve Berlin’de, 1921’de Sofya ve Paris’te, 1922’de Lahey’de açtığı temsilciliklerle diplomatik ağını genişletti.

Azerbaycan da 18 Ekim 1921’de Ankara’da Büyükelçilik açtı, buradaki Azerbaycan bayrağının göndere çekiliş törenine Atatürk de katıldı.

Sovyetler Birliği, Gürcistan ve Afganistan temsilciliklerinin de açılmasıyla Ankara’da bir kordiplomatik oluştu.

1927’de Hariciye Vekaletinin teşkilat yapısı belirlendi

Hariciye Vekaletinin gelişimi açısından önemli bir dönüm noktası ise 1927’de kabul edilen düzenleme ile teşkilatın çalışma esas ve usulleri ile teşkilat yapısının belirlenmesi oldu.

Bağımsız, güçlü ve çağdaş uygarlıklar düzeyinde bir ülke olmasına yönelik çabalarını yoğunlaştıran Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından küresel barışı koruma ihtiyacıyla teşkil edilen uluslararası örgütlerde aktif olarak yer aldı.

Avrupa ülkelerinde görev yapan Osmanlı Büyükelçileri, ikili ilişkileri yürütmelerinin yanı sıra devlette modernleşmenin de öncüleri oldu.

100 sene içinde kurumsal olarak çeşitli değişikliklerden geçen Dışişleri Bakanlığı, bugünkü yapısına 2018 yılında 1 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kavuştu.

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa’daki siyasi ve güvenlik mimarisinin temel taşları olan NATO, Avrupa Konseyi ve daha sonraları AGİT gibi uluslararası örgütler nezdindeki daimi temsilcilikleri, Hariciyenin dış teşkilatının yeni unsurları oldu.

Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyelik süreci de Dışişleri Bakanlığı teşkilatı yapısına da etkileri olan diplomasi açısından bir başka önemli başlık olarak öne çıktı.

Bununla birlikte, 1970’li yıllarla birlikte Hariciyenin dış teşkilatında görevli memurlara ve aile mensuplarını hedef alan planlı ve organize Ermeni terörü yaşandı.

Ermeni terör örgütü ASALA’nın gerçekleştirdiği suikastler ve Yunanistan’da faaliyet gösteren 17 Kasım terör örgütüne hedef olan Türk diplomat ve görevlileri de eklendiğinde, Dışişleri şehitlerinin sayısının 5’i Büyükelçi olmak üzere 34 olduğu biliniyor.

Türkiye’nin dünya çapında 260 temsilciliği var

Soğuk Savaşın sona ermesiyle Dışişleri Bakanlığında önemli gelişmeler yaşanırken hariciyenin dış teşkilatı önemli ölçüde büyüdü.

Türkiye’nin 2002’de 163 olan faal dış temsilcilik sayısı, bugün itibarıyla 146 Büyükelçilik, 13 Daimi Temsilcilik, 98 Başkonsolosluk, 1 Konsolosluk Ajanlığı, 1 Konsolosluk Bürosu ve 1 Ticaret Ofisi olmak üzere toplam 260’a ulaştı.

2002’den bu yana Türkiye’nin dış temsilciliklerinin sayısı Avrupa’da 81’den 99’a, Asya’da 50’den 75’e, Amerika’da 14’ten 32’ye, Afrika’da ise 14’ten 50’ye yükseldi.

1 Ocak 2023 tarihinde Türkiye’nin Çengdu (Çin Halk Cumhuriyeti) Başkonsolosluğu, 1 Şubat 2023 tarihinde ise Necef (Irak) ve Oran (Cezayir) Başkonsoloslukları açılırken, gelecek dönemde yeni temsilciliklerin faaliyete geçirilmesi öngörülüyor.

Bakanlık, 2023’ün ekim ayı itibarıyla yaklaşık 2 bin 50’si diplomatik kariyer memuru olmak üzere 7 binin üzerinde personeliyle dünyanın her köşesinde hizmetlerini sürdürüyor.

Dışişleri Bakanlığında halihazırda yurt dışında görevli 157 büyükelçinin 39’u (yüzde 24,8), 30 genel müdürün 15’i (yüzde 50), tüm Dışişleri Bakanlığı personelinin ise yaklaşık yüzde 40’ı kadın.

Türkiye, sorunların barışçıl çözümü için insani diplomasi araçlarını aktif kullanıyor

Türkiye, 260 misyonuyla sahip olduğu dünyanın 5. en büyük diplomatik ağıyla bölgesinde ve ötesinde refah ve istikrar ortamına katkı sağlamayı, sorunların barışçıl çözümü için insani diplomasi araçlarını aktif olarak kullanmayı sürdürüyor.

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başından itibaren Türkiye, iki ülke arasındaki müzakerelerde arabuluculuk ve kolaylaştırıcılık rolünü üstleniyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderler seviyesinde yürüttüğü yoğun diplomatik girişimler neticesinde yürürlüğe giren Karadeniz Tahıl Girişimi, gıda güvenliğine çok önemli katkıda bulundu.

Öte yandan Dışişleri Bakanlığı, uluslararası siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin ikili çerçevede ve çok taraflı platformlarda yürütülmesi ve daha da geliştirilmesi için de çaba sarf ediyor.

Türkiye bugün meşru hak ve çıkarlarını her alanda güçlü bir şekilde savunan, uluslararası planda fikirlerine başvurulan, önerileri dikkate alınan, arabulucu ve kolaylaştırıcı olarak sorunlara çözüm üreten bir diplomatik güç konumunda.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı olan 2023, köklü geçmişe sahip olan Türk Hariciye Teşkilatı için “Beş Yüz Yıl ve Ötesi” anlamını taşıyor.

Muhabir: Muhammet Tarhan