İSTANBUL (AA) – AA’nın futbolda ırkçılık ve nefret söylemini incelediği iki haberden oluşan haber dosyasının son haberinde İzmir Bakırçay Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Uygulamalı Sosyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Talimciler, futbolda son dönemde artan ırkçılığın sosyolojik nedenlerini değerlendirdi.
Talimciler, Batı toplumunda günlük hayatta yaygınlaşan ırkçı saldırılar ve nefret söyleminin futbola da yansıdığını belirterek, ülkelerdeki sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik etmenler ile aşırı sağcı ve popülist siyasal görüşlerin yeşil sahalar ve tribünleri etkilediğini kaydetti.
Futboldaki ırkçılık ve nefret söylemi sorununun, ülkelerdeki sosyokültürel, ekonomik ve siyasal gelişmelerden ayrı olarak değerlendirilemeyeceğinin altını çizen Talimciler, şöyle devam etti:
“Ötekini insan olarak görmeme durumu, gündelik faşist ve ırkçı uygulamalar açısından bakıldığında ten rengi, dini tercihi ve görünüşü farklı olan tüm futbolcuların ırkçı eleştirilere hatta zaman zaman saldırılara maruz kalmasına yol açıyor. Yeni faşizm ebedi kökenlere dönüş biçiminde ırkçı saiklerin daha fazla gündelik hayatta dolaşıma sokulmasına ve futbol sahalarında daha fazla karşılık bulmasına neden oluyor.”
“Futbol sahaları, olup bitenlerin farklı şekillerde gözümüze sokulduğu yerler olarak değerlendirmeli”
Talimciler, Yunanistan Devlet Televizyonu (ERT) spikeri Alexandras Douvara’nın Dedeağaç bölgesinde 19 Ağustos’ta başlayan orman yangınlarında, 18 düzensiz göçmenin cesedin bulunmasını “sevindirici haber” şeklinde nitelemesine atıfta bulunarak, şu ifadeleri kullandı:
“Futbol sahaları, olup bitenin farklı şekillerde gözümüze sokulduğu yerler olarak değerlendirmeli ve bunun ardındaki siyasal, ekonomik ve kültürel etmenleri göz ardı etmemeliyiz. Yunanistan’daki büyük yangınla ilgili haberi sunan Douvara, ölen 18 göçmen için şu ifadeleri kullanabildi; ‘Kömürleşmiş 18 göçmen dışında hiçbir insanımızı kaybetmedik.’ Bu neofaşizmin ete kemiğe bürünmüş hali. Sıradan faşistin gözünde ‘öteki’ insan olarak görülmez. Irkçı saikler her şeyin önüne geçer ve insanlar yavaş yavaş insanlıktan çıktıklarını bile fark etmez.”
Irkçılığın toplumların içinde var olduğunu ancak büyük futbol organizasyonlarında önemli futbolcuların hedef alınmasıyla daha görünür hale geldiğini vurgulayan Talimciler, İspanya birinci futbol ligi La Liga’da, Valencia ile Real Madrid arasında 21 Mayıs’ta yapılan müsabakada, Madrid ekibinin Brezilyalı futbolcusu Vinicius Junior’un ırkçı tezahüratlara maruz kaldığını hatırlattı.
Talimciler, Katar’da düzenlenen ve Arjantin’in şampiyon olduğu 2022 FIFA Dünya Kupası’nda Faslı futbolcuların sergiledikleri üstün performansa rağmen geleneksel ve sosyal medyada hedef alındığını anımsatarak, şu değerlendirmede bulundu:
“Neofaşist Avrupalılar için ötekiler başta Afrikalılar ve son dönemde Müslüman futbolcular. Bu iki grubun başarılı örnekleri ise yeni ırkçılar için daha da içinden çıkılmaz bir durum. Fas’ın turnuvada hedef alınması bunu net biçimde ortaya koydu. Tıpkı 1960’da Roma’da düzenlenen olimpiyatlarda İtalyan habercilerin, çıplak ayakla maraton koşarak madalya kazanan Etiyopyalı Abebe Bikila’nın adını dahi bilmemeleri ve çıplak ayakla yarışı tamamlayamayacağını iddia etmeleri gibi.”
Talimciler, Fransa’da 1998’de yapılan Dünya Kupası öncesi aşırı sağcı parti Ulusal Cephe’nin lideri Jean-Marie Le Pen’in Afrika kökenli futbolcularla ilgili “Bu takım benim milli takımım değil.” ifadelerini hatırlatarak, bugün de siyahi futbolcuların hedef alınmaya devam edildiğini söyledi.
“Futbolun çatı örgütleri, ırkçılık konusunda çok daha kararlı ve net duruş sergilemek zorunda”
UEFA, Avrupa Konferans Ligi 3. eleme turunda Maribor ile deplasmanda oynanan maçta çıkan olaylar nedeniyle 22 Ağustos’ta Fenerbahçe’ye bilet satışından men ve para cezası verilmesine değinen Talimciler, şunları kaydetti:
“Maçta, ev sahibi ekip taraftarlarının ırkçı tezahüratlarda bulunması ve polisin Fenerbahçeli taraftarlara şiddet uygulamasına karşın UEFA, Sloven ekibe ciddi yaptırım uygulamayıp Fenerbahçe’ye bilet satışından men ve para cezası vermesi, birliğin misyonu ve ırkçılıkla mücadelesindeki tutarsızlığı gösteriyor. Maribor maçında yaşananlarla ilgili verilen cezalar tam anlamıyla skandal. Futbolun çatı örgütleri, ırkçılık konusunda çok daha kararlı ve net duruş sergilemek zorunda. Pek çok ülke federasyonu, cinsel tercihlerin yaygınlaşması konusundaki hassasiyetlerini ne yazık ki ırkçılıkla mücadelede sergilemiyor.”
Talimciler, yeşil sahalardaki ırkçılıkla mücadelede kulüplere de görev düştüğüne dikkati çekerek, şunları dile getirdi:
“Sosyal medya platformları, günlük olanın fazlasıyla yansıdığı alanlardan biri olarak üzerinde dikkatle durulmayı hak ediyor. Taraftar gruplarının sosyal medyadaki paylaşımları kulüpleri tarafından da dikkatle takip edilmeli ve burada diğer takım taraftarlarının ön yargılardan hareketle oluşturulan nefret söylemine hapsedilmesinin önüne geçilmeli.”
Futbolun ırkçılıktan arındırılması için evrensel değerlerin yeniden hatırlanması gerektiğinin altını çizen Talimciler, sözlerini “Fanatik dilin ayrıştırdığı kitleleri birleştirecek güç, sporun kendi doğası içindeki değerlerde saklı. Rakibi/ötekisi olmadan kendisinin var olmayacağını fark edemeyen kişilerin kazanma rüyası, karabasana dönüşür.” şeklinde tamamladı.
Muhabir: Enes Taha Ersen