ANTALYA (AA) – Sıcak yaz aylarını Antalya’nın Akseki ilçesi
sınırlarındaki 1900 metre yüksekliğe sahip Çimi Yaylası’nda geçirenler,
derinliği 50 metreyi bulan obrukları buzdolabı gibi kullanıyor.
Havaların
ısınmasıyla Çimi Yaylası’na çıkan yöre halkı, kış ayları gelinceye
kadar yaşamlarını bölgede kurdukları barakalarda sürdürüyor.
Burada
kimi yaylacılar hayvancılık ve arıcılıkla uğraşırken kimileri ise
yüksek rakımda doğanın ve temiz havanın keyfini çıkarıyor.
Yaylacılar elektriğin olmadığı bu noktada gıdalarını sıcaklığın sıfır ile 5 derece arasında değiştiği derin obruklarda saklıyor.
Geçmişte
inilip çıkılması oldukça zor olan bu noktalara, artık yöre halkının
kendi imkanlarıyla yaptırdığı merdivenlerden ulaşılıyor.
Yaylalar,
yaz sıcağının kavurucu etkisinin en fazla hissedildiği zamanlarda
oldukça serin olan havası dolayısıyla tercih ediliyor.
Bölgede
yaşamını sürdürenler peynir, yoğurt ve tereyağı gibi gıdaları doğal
serinliğin olduğu obruklarda aylarca bozulmadan muhafaza ediyor.
Çimi
Yaylası Kuyu mevkisindeki obrukların en büyüğünün derinliği 50 metreyi
buluyor. Kış aylarında yağan kar, yazın kavurucu sıcaklarında bile
obruklardan kalkmıyor.
Yaylada hayvanlarını
otlatan çobanlar da yaylaya gelen vatandaşlara et ve süt ürünleri
satıyor. Bu ürünleri alanlar, obrukları soğuk hava deposu gibi
kullanıyor.
Yaylada yaşamını sürdüren Hasan Arıcı, AA muhabirine, obrukların doğal buzdolabı olduğunu söyledi.
Bölge
sakinlerinin yiyeceklerini obruklarda muhafaza ettiğini anlatan Arıcı,
“Burada elektriğimiz olmadığından gıdalarımızı buzdolabındaymış gibi
obruklarda koruyoruz. Doğal soğuk hava deposunda bekleyen meşhur
peynirimizin tadını hiçbir yerde bulamazsınız. Buzdolabına girmemiş,
rafta beklememiş ürünler çok doğal. Buraya merdiven yaptırdık. Daha
önceleri çok zordu. Ürünleri ipe bağlayıp çekiyorduk. Burası bizim doğal
soğuk hava depomuzdur.” dedi.
Mevlüt Arıcı da
obrukların doğal buzdolabı olduğunu ifade ederek “Elektrik ve enerji
masrafı olmadan burada peynirimizi, çökeleğimizi, keşimizi ve buna
benzer gıdalarımızı saklıyoruz. İhtiyacımız olduğu zaman da evimize
götürüp tüketiyoruz. Burası çok organik bir ortam ve sıcak havalarda
bile üşüyoruz.” diye konuştu.
Muhabir: Mustafa Hatipoğlu