Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Tiyatronun unutulmayan isimlerinden Şükran Güngör

Sesi ve canlandırdığı karakterlerle izleyicinin kalbinde yer edinen usta sanatçı Güngör’ün vefatının üzerinden 21 yıl geçti.

Sesi ve canlandırdığı karakterlerle

İSTANBUL (AA) – Aralarında “Onikinci Gece”, “Hamlet”, “Kızım Ayşe”, “Güle Güle”, “Aşk-ı Memnu” ve “Uğurlugiller”in de bulunduğu birçok tiyatro oyunu, sinema filmi ve televizyon dizisinde canlandırdığı karakterlerle izleyicinin gönlünde yer edinen oyuncu ve seslendirme sanatçısı Şükran Güngör, vefatının 21. yılında yad ediliyor.

Nuri Güngör’ün oğlu olan sanatçı, Aydın’ın Çine ilçesinde 21 Kasım 1926’da dünyaya geldi. Şükran Güngör, ilkokulu Çine’de, ortaokulu Aydın’da, liseyi ise İstanbul İstiklal Lisesi’nde okudu.

İlk olarak halk evlerinde tiyatroya adım atan Güngör, ailesinin isteğiyle 1951’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. Eğitimini yarıda bırakan sanatçı, daha sonra Muhsin Ertuğrul’un kurduğu Küçük Sahne’de, “Fareler ve İnsanlar” oyunuyla profesyonel anlamda oyunculuğa başladı.

Güngör, Haldun Dormen’in TRT’de sunduğu “Haftanın Sohbeti” programında yaptığı açıklamada, oyunculuğu seçmesinin nedenini şu sözlerle aktarmıştı:

“Oyuncu olmamda galiba iki şey benim üzerimde etkili oldu. Birincisi çocukluk yıllarımda oralara gelen gezginci tiyatrolara babam beni sık sık götürüyordu. Zaman zaman onların cazibesine kapıldım. Sonra Çine Halk Evi temsil kolundaki abilerimiz yılda birkaç oyun oynarlardı. Onlar da bana çok cazip gelirdi. Çok heyecan duyardım. Galiba onlardan yavaş yavaş bana tohum atılmış oldu.”

Yıldız Kenter ile 1965’te evlendi

“Karakolda”, “Onikinci Gece”, “Babayiğit”, “Hamlet”, “Örümcek”, “Her Yerde Bulut”, “Bir Ümit İçin” ve “Godot’yu Beklerken” adlı eserlerin de aralarında bulunduğu pek çok oyunda, önemli rolleri başarıyla canlandıran sanatçı, 1956’da Küçük Sahne’den ayrılarak 3 yıl görev yaptığı Ankara Devlet Tiyatrosunda çalışmaya başladı.

Şükran Güngör, birer yıl Karaca ve Site tiyatrolarında da görev yaptıktan sonra 1962’de Müşfik ve Yıldız Kenter kardeşlerle kurduğu Kent Oyuncuları’nda sahneye çıktı.

Kent Oyuncuları’nda “Raşomon”, “Aptal Kız”, “Aşk Efsanesi”, “Nalınlar”, “Derya Gülü”, “Miras”, “Üç Kuruşluk Opera”, “Pembe Kadın”, “Vanya Dayı”, “Çöl Faresi”, “Ver Elini Broadway”, “Buzlar Çözülmeden”, “Arzu Tramvayı”, “Küçük Mutluluklar” ve “Çözüm” adlı oyunlarda rol alan Güngör, 1965’te Yıldız Kenter ile dünya evine girdi.

Sanatçı, 1970’li yıllarda Müşfik Kenter’in birkaç yıllık ayrılığı sırasında Kent Oyuncuları topluluğunun ikinci baş oyuncusu olarak yer aldı ve “Derya Gülü” piyesinin ABD’deki temsillerinde oynadı.

“Kim Korkar Hain Kurttan?” ve “Küçük Devlet” oyunlarında yönetmenlik yapan Güngör, “Fatma Bacı”, “Kızım Ayşe”, “Güle Güle”, “Herkes Kendi Evinde”, “Büyük Adam Küçük Aşk” adlı sinema filmleriyle “Aşk-ı Memnu”, “Yarın Artık Bugündür” ve “Uğurlugiller” adlı televizyon dizilerinde de rol aldı.

“Allahaısmarladık” filmiyle başladığı sinema kariyerine “Büyük Adam Küçük Aşk” filmiyle noktayı koyan Güngör, emekli bir yargıcı canlandırdığı bu filmle 13. Ankara Film Festivali, 6. Sadri Alışık Ödülleri ve 23. SİYAD Türk Sineması Ödülleri’nde, “En İyi Erkek Oyuncu” ödülüne layık görüldü.

Usta oyuncunun son işi ise TRT için çekilen “Canım Kocacığım” adlı televizyon dizisi oldu.

Birçok film ve dizide sesiyle de yer alan usta sanatçı, 15 Eylül 2002’de pankreas kanseri nedeniyle 76 yaşındayken İstanbul’da hayatını kaybetti. Şükran Güngör’ün cenazesi, Bodrum Turgutreis’e defnedildi.

“Kriz, tiyatroda niteliksizliğe mazeret değil”

Son röportajında, tiyatrocu olarak hayatının hep kriz içinde geçtiğini dile getiren Güngör, şu ifadeleri kullanmıştı:

“Hep borçlu yaşamışızdır. Borçlarımızı zamanında ödeyememişizdir ama kriz niteliksizliğe mazeret değil. Türk tiyatrosu nelere rağmen ayakta kaldı, niteliği korumak adına ne mucizeler gerçekleştirildi. Tiyatro, sinemanın icadıyla da bir sarsıntı geçirmişti. O zaman da aynı iddiaları, tiyatronun yok olacağını, bu kadar olanaklı, bu kadar teknik donanımı mükemmel bir sanat dalının karşısında kolay kolay direnemeyeceğini söyleyenler olmuştu. Ama tiyatro yeniden toparlanmış, seyirciyle oyuncu arasındaki nefes bağı kazanmıştır.”

Şükran Güngör’ü ilk olarak 1956’da Ankara Küçük Sahne’de “Dünkü Çocuk” oyununu izlerken tanıyan ve 1964’te hayatını onunla birleştiren usta oyuncu Yıldız Kenter ise Güngör’e olan sevgisini, “Düzensiz, kaypak bir yaşamdan sonra güveni, huzuru, hoşgörüyü, anlayışı, saygıyı arayan iki insandık. İkimiz de buna dikkat ettik. Bizi bunlar yakınlaştırdı. Aşk, sonradan geldi.” ifadeleriyle aktarmıştı.

“Onun oyunculuğunda en küçük bir yapaylık ve sahtelik olmamıştır”

Kenter, başka bir söyleşide ise eşini şu cümlelerle anlatmıştı:

“Küçük Sahne’de çalışmaya başladığı günden itibaren duruşu, efendiliği, çalışma gücüyle, daha iyiye, daha güzele ulaşma azmiyle yaşamış biri olarak kendini göstermişti. Hep öğrenir, öğrenmek isterdi. Hep kendini düzeltirdi, düzeltebilirdi. O, Devlet Tiyatrolarına girmişti, ben de ‘Öfke’ oyununu sahneliyordum. ‘Öfke’ oyununda Müşfik Kenter başrolü oynuyordu. Diğer rol için ben Şükran’ı istedim, kabul etti ve böyle birlikte bir yaşam başlamış oldu. Onu istememin nedeni; Şükran, doğru, doğrucu bir oyuncuydu. Onun oyunculuğunda en küçük bir yapaylık ve sahtelik olmamıştır. Hep böyle dik dururdu sahnede. Onun oyunculuğuna her zaman saygı duydum. Benim ilk yönetmenlik deneyimim Şükran ve Müşfik sayesinde başarıya ulaşmış oldu. Şükran’da doğuştan gelen bir yetenek vardı. O benim için daima etkileyici bir kişiliğe sahipti. Onu ilk seyrettiğimde etkilenmiştim. O benim şansımdı. Çok müstesna bir insandı.”

Şükran Güngör, “Canım Kocacığım”, “Cesur Kuşku”, “Büyük Adam Küçük Aşk”, “Herkes Kendi Evinde, “Kedi”, “Güle Güle”, “Nihavend Mucize”, “Uğurlugil Ailesi”, “Yarın Artık Bugündür”, “Yunus Emre”, “Dul Bir Kadın”, “Aşk-ı Memnu”, “Kızım Ayşe”, “Kartal Yuvası”, “Fatma Bacı”, “Ölüm Tarlası”, “Pembe Kadın”, “Halıcı Kız” ve “Allahaısmarladık” isimli dizi ve filmlerde rol aldı.

Unutulmaz sanatçı, Güle Güle filmindeki rolüyle 2000’de gerçekleşen 37. Antalya Film Şenliği’nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü, 2001’de ise Büyük Adam Küçük Aşk’taki rolüyle 6. Sadri Alışık Ödülleri, 13. Ankara Film Festivali, 23. SİYAD Türk Sineması Ödülleri ve 8. ÇASOD Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülüne layık görüldü.

Muhabir: Hilal Uştuk