Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Özdağ’ın tutukluluğuna devam kararı: ‘Avukatlarına haber verilmedi’

Silivri’de tutuklu olan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, partinin açıklamasına göre avukatlarına haber verilmeden mahkemeye çıkarıldı. Özdağ’ın tutukluluk halinin devamına kararı verildi.

Silivri’de tutuklu olan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, partinin

Özdağ, 19 Ocak’ta Antalya il başkanları toplantısındaki sözleri nedeniyle ‘cumhurbaşkanına hakaret’ten Ankara’da gözaltına alınmış, 21 Ocak’ta ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçlamasıyla İstanbul’da tutuklanmıştı.

 

Bugün tutukluluğunun incelenmesi için çıkarıldığı mahkemede Özdağ’ın tutukluluğuna devam kararı verildi.

Zafer Partisi’nden yapılan açıklamada Özdağ’ın duruşmaya avukatları olmadan çıktığı söylendi.

Açıklamada Özdağ’ın avukatlarının, 17 Ocak’ta soruşturma savcısı kalemine tutukluluk incelemesinin ne zaman yapılacağını sorduğu, bunun üzerine 19 Şubat yanıtını aldığı belirtildi.

Bu yanıta rağmen incelemenin bugün yapılmasına tepki gösterilen açıklamada, duruşmanın ‘alelacele’ ve Özdağ’ın ‘müdaafilerinin katılımları olmadan’ yapıldığı kaydedildi.

Partinin açıklaması özetle şöyle:

* Türk hukuk tarihine kara bir leke olarak geçecek bir hukuk faciasıyla karşı karşıyayız. Genel Başkanımız Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ 20 Ocak 2025 günü haksız ve hukuksuz yere yetkisiz İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gözaltına alınmış, ardından mesnetsiz ve hukuken yok hükmündeki bir delile dayanılarak 21 Ocak 2025 günü tutukluluğuna karar verilmiştir.

 

 

* Genel Başkanımızın tutukluluğunun bir ayı bulacak olması nedeniyle, CMK’nın 108’inci maddesi gereği yapılması gereken ‘Tutukluluk İncelemesi’nde ‘tutukluğun devamı’ ya da ‘salıverilmesi’ yönünde karar vermesi beklenen Soruşturma Savcısının kararını ne zaman vereceğini öğrenmek ve devamında kararı değerlendirecek olan Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nin sorgusuna katılarak savunma yapabilmek maksadıyla 17 Ocak 2025 günü Soruşturma Savcısı kalemi ile görüşülmüştür.

* Görüşmede Genel Başkanımızın bir kısım müdafilerinin Ankara’dan İstanbul’a gelerek Sulh Ceza Hakimliği sorgusuna katılmak istendiği bildirilmiş, bu nedenle ‘Tutukluluk İncelemesi’nin ne zaman yapılacağı sorulmuştur. Kalemin Soruşturma Savcısı ile yaptığı görüşme sonrası, ‘Tutukluluk İncelemesi’nin 19 Şubat 2025 Çarşamba günü yapılacağı bildirilmiştir. Aynı gün soruşturma dosyasını fiziken inceleyen Genel Başkanımızın İstanbul’daki müdafisine de karar değişikliğine dair herhangi bir bilgi verilmemiştir.

‘Haber verilmeden, adeta kaçırılırcasına’

* Tutukluluk İncelemesi’nin 19 Şubat 2025 günü yapılacağının müdafilere bildirilmesine ve bir kısım müdafinin Ankara’dan gelerek incelemeye katılacaklarını ifade etmesine rağmen, haber verilmeden, adeta kaçırılırcasına, ‘Tutukluluk İncelemesi’ bildirilen tarihten bir gün önce yani 18 Şubat 2025 günü yapılmış İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği tarafından, müdafisiz şekilde SEGBİS sistemiyle ifadesi alınan Genel Başkanımızın tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir. Genel Başkanımızın tutukluluk süreci boyunca yaşananlar, yalnızca bir usulsüzlük değil, doğrudan yargının siyasallaştırıldığının ve hukukun ayaklar altına alındığının kanıtıdır. Adalet mekanizmasının temel ilkelerinden biri olan savunma hakkı, açıkça gasp edilmiş ve yargı süreci, siyasi baskının bir aracı haline getirilmiştir.

‘Sindirme operasyonu’

* Ancak bu hukuksuzluk sadece bir yargı hatası olarak görülemez. Yaşananlar, açık ve net bir şekilde Genel Başkanımıza yönelik sistematik bir sindirme operasyonunun parçasıdır. Yarın Genel Başkanımızın duruşması öncesi Silivri’de gerçekleştirilecek büyük halk buluşmamızdan duyulan korkunun bir yansıması olarak, Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın mahkemeye çıkışı gizli tutulmuş ve sürecin kamuoyuna yansıması engellenmeye çalışılmıştır. Türk milletinin adalet talebinden korkanlar, yargıyı bir silah olarak kullanarak bu süreci bir kez daha manipüle etme yoluna gitmiştir.