ISTANBUL (AA) – Ankara’da staj yaptığı meslek lisesinde kaynak yaparken 7’nci kattan düşen Güven Kaya, bilinçsiz ilk yardım sonucu omurilik felci oldu. 18 yaşında yatağa bağımlı kalan Kaya, insanların kendisine acımasını istemediği için sokağa bile çıkmak istemedi.
Ailesiyle şehir değiştirmeye karar veren Kaya, İstanbul’a geldiğinde ilk tekerlekli sandalyesini hiç tanımadığı birinin yönlendirmesiyle Türkiye Omurilik Felçlileri Derneğinden ücretsiz aldı.
Dernekte kendisi gibi birçok kişiyle tanışınca umutları yeniden yeşeren Kaya, meslek lisesinde edindiği bilgilerle derneğin atölyesinde üretime başladı.
Çalışmaya başladıkça özgüveni yerine gelen Kaya, maddi olarak geçimini de sağladı. Bu sırada evlenip bir çocuk sahibi olan Kaya, yaşadıklarını ve ilham veren mücadelesini “5 Eylül Dünya Omurilik Felçlileri Günü” kapsamında AA muhabirine anlattı.
“Fiziki ve mimari engeller sosyal hayata katılmamızı imkansız hale getiriyor”
Tekerlekli sandalyesine kavuştuğunda özgürlüğüne kavuşacağını düşünen Kaya, “Sosyal hayata tekrar katılacağımı düşünüyordum. Oysaki böyle olmadı çünkü dışarıdaki fiziki ve mimari engeller, biz engellilerin sosyal hayata katılmasını imkansız hale getiriyor.” dedi.
Sıkıntıları yalnızca kendisinin değil, ailesinin de onunla yaşadığını dile getiren Kaya, “Sadece fiziksel engellerle değil, aynı zamanda toplumun duyarsızlığıyla da mücadele ediyoruz. Gelişigüzel park edilmiş araçlar var, kaldırımların rampaları yok. Bir de buna insanların duyarsız bakışları eklendiği zaman biz engelli insanların dışarı çıkması daha zor oluyor.” diye konuştu.
Kaya, Türkiye Omurilik Felçlileri Derneğinde engeller için mücadele verildiğini belirterek, “Bütün engelleri ortadan kaldırabilmek için savaşımız sonuna kadar devam edecek. Mücadelemizi hiçbir zaman bırakmayacağız. Bizi tanımaları lazım, bizi bilmiyorlar. Bizim dışarı çıkıp, hayata tam anlamıyla katılım sağlamamız gerekiyor ki bizim var olduğumuzu anlasınlar. Bizim var olduğumuzu anladıklarında zaten bütün engeller kalkacak.” ifadesini kullandı.
Birçok engellinin dışarıya utandığı için çıkmadığını anımsatan Kaya, bazılarının hayattan tamamen koptuklarını ve çalışmadıklarını söyledi.
Kaya, dernekte verilen eğitimlerle kendi dahil birçok insanın iş sahibi olduğunu ifade ederek, “Biz hayatta bir şeyler başardıkça kendimize olan özgüvenimiz artıyor. Özgüvenimiz arttıkça üretebiliyoruz. Bir sağlıklı insanın yapamadığı bir şeyi imkan verildikten sonra biz yapabiliyoruz. Sadece imkan verilmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“Aşık oldum, evlendim, çocuğum var”
Dernekte çalışmaya nasıl başladığını anlatan Kaya, şöyle devam etti:
“Hayat ‘bitti’ dediğin yerde yeniden başlıyor. ‘Elinden bir iş geliyor mu?’ dediler. Usta olduğumu söyledim. Atölyelerde çalışmamı teklif ettiler. Çalışırım, üretirim, ellerim tutuyor. Orada da özgüven geldi, para kazanmaya başladım. İnsan aşık da olabiliyormuş. Aşık oldum, evlendim, çocuğum var. Bu engelleri aşabildiysem, diğer arkadaşlarım da bunları başarabilir. Sadece bir engelli ben değilim. Biz engelli insanlara insanca davranılması ve yok sayılmaması gerekiyor. Biz engellilere imkan verildikten sonra her şeyi başarabileceğimizi bilsinler. Diğer engelli arkadaşlarım da çıksınlar, hayata tam anlamıyla katılım sağlasınlar ki herkes var olduğumuzu hissetsin.”
Dernekteki akülü sandalye atölyesinde sandalye tamir eden, deri atölyesinde çalışan, epoksi atölyesinde ürünler üreten Kaya, “Engelli arkadaşlarımız evde oturduğu sürece hiçbir şekilde hayata katılım sağlayamaz. Kendilerini evlerine hapsetmesinler. Bizi evde kalmamız için dışarıdaki şartlar zorluyor ama Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği bunu yapabildiyse bunu herkesin yapması lazım.” diye konuştu.
Kaya, dernek bünyesinde yürütülen çalışmalarla ilgili de “Biz insanları bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Ehliyet alabildiklerini öğretmeye çalışıyoruz, evlenebileceğini, sevebileceğini, gezebileceğini, özgürce yaşayabileceğini gösteriyoruz. Biz sorunları daha önce yaşadık, onlar yaşasın istemiyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.
Muhabir: Gökçe Karaköse