DÜZCE (AA) – Düzce’de antik kentteki kazı çalışmalarıyla tarihin izi sürülüyor.
Tarihi milattan önce 3. yüzyıla uzanan antik kentte, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izni ve belediyenin desteğiyle Konuralp Müze Müdürlüğü Başkanlığınca yaklaşık 5 yıldır 12 ay kesintisiz sürdürülen çalışmalarla önemli bulgular ortaya çıkarılıyor.
Geçmiş dönemlerdeki depremler ve restorasyonlarla yıkıma ve değişime uğradığı tespit edilen antik kentteki kazı çalışmalarında bugüne kadar 2 bin yıllık olduğu sanılan, Yunan mitolojisinde “gözlerine bakanı taşa çeviren, yılan saçlı dişi canavar” olarak bilinen Medusa heykel başı, mask (yüz kalıbı) heykelleri ile grotesk (eski çağ Roma yapılarında bulunan tuhaf, gülünç figürlerden oluşmuş süsleme) figürü ve tonoz (tavan örtüsü) bulundu.
Sahne bölümünün ortalarında yürütülen çalışmalarda ise yine Yunan mitolojisindeki tanrı Apollon, zafer tanrıçası ve avcı Akteon’un kabartma heykellerine rastlandı. Tiyatro yapısının büyük bölümü açığa çıkarılan kazılarda, geçen yılın son bölümünde “Dionysos Kült Mekanı”nı yansıtan aslanlı mozaik ve Büyük İskender’e ait heykel başı bulunması, arkeologları heyecanlandırdı.
Doğu Roma döneminde tiyatronun amacı dışında kullanıma başlandığının tespitiyle özellikle Osmanlı döneminden itibaren yerleşim alanı olarak kullanıldığı da yapılan kazılar neticesinde anlaşıldı. Buna rağmen büyük oranda sağlam şekilde ortaya çıkarılan tiyatro, yalnızca Bitinya bölgesinin değil, Anadolu’nun da iyi korunmuş tiyatrolarından biri olma özelliği taşıyor.
Kazı çalışmaları kapsamında son olarak geçen ay antik tiyatronun sahne binasını yaptıran M. Iulius Proklos’a ait olduğu değerlendirilen 1800 yıllık portre büst bulundu.
“Tiyatro kültür varlığı açısından bölge için büyük şans”
Düzce Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü arkeoloğu Caner Mutlu, AA muhabirine, kazılarda önemli bulgulara rastladıklarını söyledi.
Mutlu, tiyatro bölümünün üst kısmında bulunan aslanlı mozaiğin, bölgenin, dönemin en zengin şehirlerinden biri olduğunu gösterdiğini kaydetti.
Kazılarda rastladıkları M. Iulius Proklos’a ait olduğu değerlendirilen büstün kendilerini heyecanlandırdığını ve bilim insanlarının da ilgisini çektiğini dile getiren Mutlu, “Bu büstün bulunması emek sarf ettiğimiz bu alanda bizi itici güç olarak daha da iyi çalışmaya yönlendirdi.” dedi.
Mutlu, haftanın 7 günü, günlük 37 personel, 6 arkeolog, 1 sanat tarihçisi ve 1 restoratör mimar ile çalışmalara devam ettiklerini anlatarak, “Sahne binamızın önündeki eski yapıların dolgu malzemelerinin tamamen kaldıracağını düşünüyor ve çalışmalarımızı bu şekilde devam ettiriyoruz. Burada çalışma hızlı sürüyor. Ciddi bir destek alıyoruz.” diye konuştu.
Son dönemde bölgenin ziyaretçilerin dikkatine çektiğini belirten Mutlu, “Gelen vatandaşlarımızla bire bir ilgileniyoruz. Aslında Ege ve Akdeniz’de bulunan antik tiyatrolardaki bütün eserlere yakın eserler var ve Batı Karadeniz Bölgesi’nde yaşayan insanlar için tarih gezisi anlamında fırsat sunuyor. Restorasyon çalışmalarına yeni başlıyoruz ve tiyatro alanı tamamıyla orijinal çıkmakta. Emsal tiyatrolara baktığımızda burası diğer tiyatrolar gibi yorgun bir tiyatro değil. İnsan müdahalesine maruz kalmış bir tiyatro değil. Özellikle tiyatronun batı bölgesi orijinaliyle birebir diyebilirim. Türkiye’deki tiyatroların kapasitesi ve orijinalliği anlamında baktığımızda burası orijinale en yakın tiyatro diyebilirim. Tiyatro, kültür varlığı açısından bölge için büyük şans.” ifadelerini kullandı.
Muhabir: Ömer Ürer