ANKARA (AA) – İmalat-ı Harbiye Müzesi, Milli Savunma Bakanlığına (MSB) bağlı MKE AŞ bünyesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı özel müzeler kapsamında ziyaretçilerini ağırlıyor.
Müzenin tarihi binası, 19’uncu yüzyılın sonunda Sultan 2’nci Abdülhamit tarafından “süvari kışlası” olarak inşa edildi ve yapı, Milli Mücadele döneminde de aktif şekilde kullanıldı.
Özellikle Kurtuluş Savaşı sırasında silah ve mühimmat üretim tesisi olarak kullanılan bina, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasında da aktif rol üstlenmiş oldu.
Bu tesiste üretilen silah ve mühimmatlar, Ankara’dan ülkenin dört bir yanındaki cephelere taşındı ve Türk milletinin bağımsızlığını kazanmasında önemli rol oynadı.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında da hizmet verdi
Ankara’daki MKE Genel Müdürlüğü içerisinde yer alan tarihi yapı, 1922’de çıkan yangın sonucu kullanılamaz hale geldi. Sonrasında yeniden inşa edilen bina, Cumhuriyet’in ilk yıllarında da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) silah ve mühimmat ihtiyacını karşılamak üzere kullanıldı.
Tarihi yapı, Milli Savunma Bakanlığının çalışmaları kapsamında müze olarak dönüştürüldü ve 20 Haziran 2013’te bu şekilde hizmet vermeye başladı. Sonrasında bir süre restorasyon sürecinden geçen yapı, 2023 yılında yeniden ziyaretçilerin hizmetine açıldı.
Osmanlı’dan günümüze kadar uzanan süreçte Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullandığı silah ve mühimmatların yanı sıra, imal edilen diğer ürünlerin de yer aldığı müzede toplam 2 bin 352 parça tarihi eser bulunuyor.
Milli Mücadele yıllarına ait birçok tarihi eserin de bulunduğu İmalat-ı Harbiye Müzesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecine de ışık tutuyor.
İki bölümden oluşan müzede Cumhuriyet tarihi öncesi savaş aletleri, Osmanlı tarihinde savaş toplarının üretimini sağlayan Tophane-i Amire, silah sanayisinde önemli ustaların yetiştiği İmalat-ı Harbiye, Kurtuluş Savaşı mücadelesini anlatan panolar ve eserler bulunuyor.
Müzede, tarihi eserlerin yanı sıra MKE tarafından üretilen ve Mehmetçiğin halihazırda kullandığı MPT-55, MPT-76 piyade tüfekleri ve JMK Bora-12 keskin nişancı tüfeği gibi silahlar ve bunların mühimmatları da yer alıyor.
“Atatürk, ‘Türk, öğün, çalış, güven’ sözünü bu alanda söylüyor”
MKE İmalat-ı Harbiye Müze Sorumlusu Tuğba Öztürk Tursun, yapının tarihçesi hakkında yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti:
“Sultan 2. Abdülhamit döneminde yapının temeli atılıyor ve 1918 yılına kadar ordunun süvari kışlası olarak kullanılıyor. O dönemlerde fabrika bacasından çıkan bir kıvılcım burayı bertaraf ediyor ve yeniden yapıyı ayağa kaldırma düşüncesiyle ustalarımız, Mehmetçiklerimiz, büyük bir inançla, dirayetle burada faaliyetlerini göstermeye devam ediyor. O yıllarda Mustafa Kemal Atatürk bu inşaat alanını ziyarete geliyor. Hatta o ünlü vecizesi ‘Türk, öğün, çalış, güven’ sözünü de bu alanda söylüyor.”
Tursun, İmalat-ı Harbiye’nin 1922’deki yangın sonrasındaki tadilatıyla beraber ordunun yegane imalathanesi olarak faaliyet göstermeye başladığını belirterek, “Kurtuluş Savaşı sürecinde gerek cephelerimizde gerek askeri mühimmat üretimimizde bütün üretimler yine bu alanda sağlanıyor.” ifadesini kullandı.
Müzenin en önemli envanterinin “gazi kovan” olduğuna dikkati çeken Tursun, eserin hikayesine ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“Mart 1921, İnönü Ovası’ndayız. İnsanın iflahını kesen buz gibi bir soğukla karşı karşıyayız. O dönemde tabii ki askerlerimiz, yiğitlerimiz, Mehmetçiklerimiz çok büyük bir mücadele içerisinde ve ordunun da büyük bir mühimmat ihtiyacı var o dönemde. Bir kovan kullanılıyor ve tekrar değerlendirilmek üzere Ankara’ya, imalathaneye gönderiliyor. Gazi kovanın da hikayesi aynen bu şekilde başlıyor. Yani ‘gazi kovan’ dediğimizde onun aslında defalarca kez kullanıldığını ifade etmek istiyoruz. Bir nevi cepheler arasında iletişim aracı olarak kullanıldığı bir süreç de var. O kovanın atışı her gerçekleştikten sonra onu bulan asker üzerine künye bilgilerini yazdıktan sonra onu imalathaneye geri gönderiyor ve onu bulan ustamız da anlıyor ki o kovanı oraya gönderen asker halen hayatta.”
Tursun, halka açık MKE İmalat-ı Harbiye Müzesi’nin şu anda hafta içi sabah 08.00 akşam 17.00 saatleri arasında hizmet verdiğini aktardı.
Hatıra-i Celadet Şehadetnamesi’de bu müzede
Müzede, Milli Mücadele döneminde ne şartlarda ve hangi cihazlarla silah ve mühimmat üretiminin yapıldığı, hangi malzemelerin kullanıldığına ilişkin birçok eserin bulunduğuna dikkati çeken Tursun, bunların en önemlilerinin, Hatıra-i Celadet Şehadetnamesi, gazi kovan ve ahşap kağnılar olduğunu söyledi.
Birinci Dünya Savaşı yıllarında halkın orduya olan desteğini göstermek amacıyla bir yardım kampanyası düzenlendiğini hatırlatan Tursun, bu kampanya kapsamında bir top döküldüğünü ve bu topa yardımın miktarına bağlı olarak halk tarafından altın, gümüş ve demir çiviler çakıldığını aktardı.
Tursun, buna ilişkin şehadetnamenin de müzede “Hatıra-i Celadet Şehadetnamesi” ismiyle yer aldığını ifade etti.
İmalat-ı Harbiye denildiğinde akla mühimmatlar, askeri malzemelerin geldiğini ama ziyaretçilerin bunun dışında pek çok malzemeyi de müzede görebileceğini anlatan Tursun, tarihi yapısı ile ziyaretçilerin uğrak noktalarından biri olan İmalat-ı Harbiye Müzesi’nin bahçe kısmında da Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşı’na girmesinde önemli rol oynayan Yavuz kruvazörüne ait “topçu kaması”nın da bulunduğunu dile getirdi.
MKE Genel Müdürlüğü’nün arka kısmında yer alan müze için herhangi bir ücret ödenmiyor ve hafta içi her gün 08.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
Muhabir: Utku Şimşek