Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Cumhuriyetçiler Kurultayı toplanıyor: İlk hazırlık toplantısı Keçiören’de yapıldı

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi Cumhuriyetçiler Kurultayı’nın ilk hazırlık toplantısı THTM Ankara Keçiören temsilciliği tarafından gerçekleştirildi.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi Cumhuriyetçiler Kurultayı’nın ilk hazırlık toplantısı THTM

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi (THTM), ülkenin Cumhuriyet düşmanı siyasi dönüşümüne karşı mücadeleyi cumhuriyetçilerin birliği ekseninde tartışmak üzere Cumhuriyetçiler Kurultayı toplanması için hazırlıklara başladığını duyurmuştu.

Cumhuriyetçiler Kurultayı’nın Ankara-Keçiören’deki ilk hazırlık toplantısında THTM’nin son bir buçuk yılda neler yaptığı, Cumhuriyetçiler Kurultayı’nın THTM’nin ilke ve çalışmalarında nereye oturduğu ve Keçiören özelinde THTM’nin yaptığı çalışmalar konuşuldu.

Toplantının açış konuşmasını THTM Kurucu Üyesi Dr. Suat Özeren yaptı. THTM’nin Keçiören için öneminden bahseden Özeren, şu ifadeleri kullandı: “Keçiören’de yaşayan, emekten yana, tam bağımsızlıktan yana duran kadınlar, aydınlar, emekçiler arasındaki iş birliğini arttırmak, dayanışmayı güçlendirmek bu etkinliğin ilk temel amacı. Çünkü bu tür mahallelerde yaşayan insanların bir arada örgütlü davranması ve örgütlü davranış biçimlerini geliştirmeleri için bir arada bulunmaları önem taşıyor. Her yerde olduğu gibi bu Keçiören’de de geçerli. Bu tür toplantıları dayanışma açısından, güç birliğini geliştirme açısından önemi var. Toplantıyı düzenleyen THTM buradaki ilk toplantısını yapmıyor. 1,5 yıl önce kurulduğunda da bir kahvaltı toplantısı ile demokratik kitle örgütleriyle, aydınlarla, derneklerle buluşmuştuk. Aralık ayında da Keçiören toplantısı yapıldı ve temsilcilik kuruldu, delegeler seçildi. Dolayısıyla bu bizim üçüncü toplantımız oluyor Keçiören özelinde.”

‘Seçme ve seçilme hakkının işlevsizleştirilmesi, halk egemenliğinin yok olması demektir’

Özeren, konuşmasında Cumhuriyet Kurultayı hakkında açıklamalarda bulundu.

“1950 yılından bu yana tüm sağ iktidarların karşıdevrimci, karşıcumhuriyetçi politikalarını toplumun geneli reddetti ve cumhuriyetçiliği sahiplendi. Günümüzde de bu devam ediyor. Siyasi iktidarlar tarafından, özellikle AKP tarafından cumhuriyetçilik tasfiyesi edilmeye çalışılıyor. Laiklik siyasal bir suçlama olarak ortaya konuluyor. Yurtta sulh, cihanda sulh dış politikası sünepelik olarak değerlendirildi ve maceracı dış politikalarla ülke dış politikası da değişik, olumsuz bir politik çizgiye ulaştı. Tüm bu siyasi iktidarların karşıdevrimci, karşıcumhuriyetçi tavırlarına rağmen toplum bu anlayışa destek olmadı ve cumhuriyetçiliğe sahip çıktı.

AKP iktidarı son zamanlarda izlediği karşıcumhuriyetçi politikalarda daha radikal denemelere girdi. Özellikle seçme seçilme hakkının işlevsizleştirilmesi ve yok sayılmasına dair politikalar uygulamaya çalışıyor. Seçme ve seçilme hakkının ortadan kaldırılması halk egemenliğinin, cumhuriyetin yok olması anlamına geliyor. Bunu AKP’nin başka partilere değil, cumhuriyetçiliğe karşı hamlesi olarak değerlendirmek gerekir.”

1

‘Cumhuriyetçiliğin siyasi bir kuvvete, siyasi yapıya ihtiyacı önümüzde duruyor’

“Toplum AKP’ye karşı direnç gösteriyor. Halk kitlelerinin ayağa kalkması büyük önem taşıyor ancak kitleler burada ne yapılması gerektiğini değil, neyi istemediğini söylüyor, neyin kurulması ve nasıl yapılması gerektiği konusunda bir çerçeve ve politika ortaya konmuş değil. Bunun ortaya konulması ve belirlenmesi önem taşıyor. Cumhuriyetçiliğin siyasi bir kuvvete, siyasi yapıya ihtiyacı önümüzde duruyor.

THTM 25 Mayıs’ta Cumhuriyetçiler Kurultayı yapacak ve burada cumhuriyetçilerin birliği tartışılacak. Kurultayda 1923 Devrimi’nden buraya nasıl gelindiği, anti-emperyalist mücadelenin ve laikliğin nasıl yeniden inşa edileceği tartışılacak. Kurultay sonunda oluşturulmak istenen cumhuriyetçi cephede emekçi kesimlerin de ağırlığı koyması önem taşıyor. THTM bu süreçte hem yerel meclislerde hem yerel temsilciliklerde bir dizi toplantı yapacak. Kurultaya yönelik olarak katılımcıların görüşleri alınacak, kurultaydan derneklerin, demokratik kitle örgütlerinin, aydınların ne beklediği konuşulacak. Bu toplantı, Cumhuriyetçiler Kurultayına yönelik hazırlığın yapıldığı ilk toplantı olacak.”

Dr. Suat Özeren’den sonra sözü Keçiören Kent Konseyi Başkanı İlyas Turan aldı. Konuşmasına “Cumhuriyet değerlerinin korunmasına dair çabaların yer aldığı bir toplantıda bulunuyoruz” diyerek başlayan Turan, “Keçiören bizim yıllardır içinde yaşadığımız ve çok iyi bildiğimiz bir yer. Keçiören mücadeledir. Keçiören dayanışmadır. Haksızlığa karşı vicdandır, umut ve direniştir” dedi ve Keçiören’in plansız, programsız, kendi halkının ihtiyaçlarının yok sayılarak yönetildiğine dikkat çekti.

Turan, konuşmasında Keçiören Kent Konseyi olarak önümüzdeki süreçte kurulacak mahalle komiteleriyle beraber Keçiörenli emekçiler ile ilçede mücadeleyi büyütmek için çalışacaklarını ve toplumun içerisinde yok olmaya yüz tutmuş cumhuriyet değerlerinin mahalle çalışmalarıyla mahalle sakinlerine anlatılabileceği ortamlar yaratacaklarını belirtti.

‘Bu çağrı hem emekçilere hem de yüzü emekçilere dönen yeni bir cumhuriyetin inşasına bir çağrıdır’

Sözü son olarak THTM Yürütme Kurulu Üyesi ve sözcüsü, Prof. Dr. Oğuz Oyan aldı.

“THTM’nin kuruluşu üç sacayağı üzerinde duruyor. Buradaki çağrıda da aynı şey var: ‘Laik, yurtsever, cumhuriyetçi yurttaşlarımız göreve’ diyoruz. Sacayağından birisi aydınlanmayı savunmak. Öteki bağımsızlık ve anti-emperyalizm. Üçüncüsü ise emekten yana olmaktır. Emekçi yurttaşlarımız derken, bu çağrı hem emekçilere hem de yüzü emekçilere dönen yeni bir cumhuriyetin inşasına bir çağrıdır.

25 Mayıs’a yönelik toplantı ve hazırlıklar yapıyoruz. Haftaya 19 Nisan’da Hasanoğlan’da Köy Enstitüleri üzerine bir günlük faaliyetimiz olacak. Burada çok sayıda kuruluş yer alacak. Köy Enstitüleri modelinin yeni bir biçim alarak yeniden hayata geçirilmesini isteyen birçok kuruluş burada yer alacak. Biz bu kurultaya içerik kazandırmaya çalışıyoruz.”

2

‘Türkiye’de cumhuriyetçi olmak devrimci bir duruşu ifade eder’

“Biz cumhuriyetçilik kavramına daha fazla içerik kazandırmak için yola çıktık. Bu bir program meselesi. Eğer devletçilikten bahsediyorsak bunun kamucu bir yere yaslanması gerekiyor. Türkiye’de cumhuriyetçi olmak devrimci bir duruşu da ifade eder. Bizim cumhuriyetçiler kurultayını yapma sebebimiz bu. İlerici bir anlam taşıdığı konusunda uzlaşıyorsak birbirimizi bağlayan ilk adımı atmış oluyoruz. Bugün cumhuriyet fikrine karşı olan sadece AKP değil. Cumhuriyeti kuruluşundan beri karşısına alanlar oldu. Cumhuriyet düşmanları cumhuriyet kurulduktan sonra, 1950 yılına kadar örtülü bir şekilde örgütlendiler. Bunların aralarında ‘keşke Yunan kazansaydı’ diyenler de var. Cumhuriyet karşıtları içerisinde bizim ülkemize özgü olarak liberaller de var. Her fırsatta cumhuriyetin varlığını sorguluyorlar.”

‘Toplumun önüne yeni bir ekonomik ve sosyal program çıkartmamız gerekiyor’

“Önümüzdeki kurultayda cumhuriyetçilerin birliğini sağlamak adına burayı sürekli bir platform haline getirmek istiyoruz. Toplumun önüne yeni bir ekonomik ve sosyal program çıkartmamız gerekiyor. Daha önce ‘altılı masa’ diye toplumun önüne çıkan şey özünde neoliberal bir programdı. Onların bakanı Mehmet Şimşek olmayacaktı da, Daron Acemoğlu olacaktı belki de. Bu bizi kesmez. Biz böyle bir programla farklı bir şey yapamayız. Dolayısıyla bugünkü süreci zorlamak zorundayız. Yeni bir alternatif ekonomik, toplumsal programa ihtiyacımız var. Kürt sorununda bunu sorun olmaktan çıkaran, sınıf temelli bir programa; eğitimdeki gerici saldırıya karşı geniş kitlelerin örgütlenmesine; 700’den fazla çocuğumuzun öldüğü MESEM gibi programlara karşı durmamız, sermayenin taleplerine itiraz etmemiz ve uyuşturucu bağımlılığına karşı bir program geliştirmemiz gerekiyor. Emekçilerin bu programlara daha çok dahil edilmesi, sahiplenmesi gerekiyor. Ücretiyle yaşayan geniş kesimlerin bu programı sahiplendiği yeni bir dönemi başlatmak istiyoruz.”

‘AKP iktidarı zayıfladıkça Türkiye emperyalizmin daha da fazla güdümünde olmaya devam ediyor’

“Amerika’nın ve İsrail’in güdümündeki bir Suriye politikası hem oradaki Alevilerin katliamına hem de Suriyelilerin emperyalizmin güdümünde bölünmüş, parçalanmış bir Suriye içerisinde kalmasını sağlıyor. Suriye’nin bütünlüğünü istiyorsak, ki istemeliyiz, bu politikaya karşı çıkmalıyız. AKP bunu yapamaz. Ortadoğu’nun laik iki devletini, Irak ve Suriye’yi mezhep temelinde, Lübnan’da gördüğümüz gibi mahvettiler. İsrail ve Amerika’nın tam istediği oldu. Buna yol açan AKP’nin ta kendisi. Türkiye daha büyük bir kapışmaya itilebilir, İran’a karşı bir operasyonun parçası olabilir veya Ukrayna’daki durumun bir parçası olabilir. AKP iktidarı zayıfladıkça Türkiye emperyalizmin daha da fazla güdümünde olmaya devam ediyor.”

Soru cevap kısmının ardından toplantı son buldu.