ANKARA (AA) – “Avrupa’da aşırı sağ” başlıklı dosya haberin ilk bölümünde AA muhabirleri, Avrupa genelinde son 2 yıldaki seçimlerde aşırı sağ partilerin elde ettiği neticeleri ve Haziran 2024’te yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine ilişkin beklentileri derledi.
Aşırı sağ partiler Avrupa’da bu yıl içinde düzenlenen seçimlerde farklı sonuçlar alırken en dikkat çekici netice Hollanda’da ortaya çıktı. Göçmen karşıtı ve İslam düşmanı Geert Wilders liderliğindeki Özgürlük Partisinin (PVV) 22 Kasım’daki erken genel seçimde açık farkla ilk sıraya yerleşmesi, Wilders dahil hemen herkesi şaşırttı.
Seçim sonuçlarının ardından taraftarlarına hitap eden Wilders, bu sonuçlarla göre artık göz ardı edilemeyeceklerini, aksi bir durumun son derece antidemokratik olacağını, seçmenlerin bunu kabul etmeyeceğini savunarak “Ülkeyi biz yöneteceğiz.” dedi.
Hollanda’da aşırı sağ ve sağ partileri bir araya getirecek koalisyon hükümeti için çabalarını sürdüren Wilders, henüz ülkeyi yönetme hedefine ulaşamasa da ilk neticeyi meclis başkanlığı seçiminde aldı.
PVV’nin adayı Martin Bosma, 15 Aralık’ta Temsilciler Meclisi Başkanlığına seçildi.
Martin Bosma, “Hollanda’nın ilk aşırı sağ Meclis Başkanı” oldu
Toplam 150 sandalyenin bulunduğu Temsilciler Meclisindeki gizli oylamaya 145 milletvekili katılırken, ikinci turda 75 oy alan Bosma, “Hollanda’nın ilk aşırı sağ Meclis Başkanı” olarak kayıtlara geçti.
Genel seçimlerde yüzde 23,5 oyla 37 sandalye kazanan Wilders, 24 sandalye ile üçüncü sırayı alan Dilan Yeşilgöz liderliğindeki Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD), 20 sandalye ile dördüncü sıraya yerleşen Pieter Omtzigt liderliğindeki Yeni Sosyal Sözleşme Partisi (NSC) ve 7 sandalye ile altıncı sırayı alan Caroline van der Plas liderliğindeki Çiftçi Vatandaş Hareketi Partisinin (BBB) dahil olduğu sağ koalisyon kurmak istediğini açıklamıştı. Söz konusu partiler arasındaki koalisyon görüşmelerinde henüz ilerleme sağlanamadı.
Polonya’da aşırı sağcı Konfederasyon Partisi yüzde 7,16 oy aldı
Yaklaşık 40 milyon nüfuslu Polonya’da 15 Ekim’de yapılan seçim sonuçlarına göre, hükümetteki Hukuk ve Adalet Partisi (PİS) yüzde 35,38 oy alarak birinci geldi.
PİS’i yüzde 30,70 ile eski AB Konseyi Başkanı Donald Tusk’un liderliğindeki ana muhalefet bloku Sivil Koalisyon, ardından da yüzde 14,4 ile Üçüncü Yol İttifakı izledi. Yeni Sol Parti yüzde 8,61, aşırı sağcı Konfederasyon Partisi yüzde 7,16 oy aldı.
Eski Başbakan Mateusz Morawiecki’nin 11 Aralık’ta parlamentoda güven oylamasını kaybetmesinin ardından Polonya’daki sekiz yıllık Hukuk ve Adalet iktidarı sona erdi.
Morawiecki hükümetinin güvenoyu alamamasının ardından parlamentonun başbakan olarak seçtiği isim ülkede 2007-2014 arasında da başbakanlık yapan Donald Tusk oldu. Tusk liderliğindeki hükümet ise 12 Aralık’ta parlamentodan güvenoyu aldı.
İspanya’da aşırı sağ görüşlü Vox’un 33 milletvekili bulunuyor
İspanya’da 23 Temmuz’da yapılan erken genel seçimlerin ardından PSOE-Sumar azınlık sol koalisyon hükümeti kuran ve bunun için dışarıdan 6 siyasi partinin desteğini alan Sanchez, Meclis’teki 350 milletvekilinin 179’unun “evet” oyuyla 16 Kasım’da güvenoyu aldı.
Meclis Genel Kurulunda yapılan oylamada, Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) lideri Pedro Sanchez’in başbakanlığında kurulan PSOE-Sumar koalisyon hükümetinin güven oylamasında 350 milletvekilinden 179’u “evet”, 171’i “hayır” oyu kullandı.
Haziran 2018’den bu yana 3. kez başbakan seçilen Sanchez’e, partisi PSOE’den 121, koalisyonun küçük ortağı Sumar’dan 31, dışarıdan Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) ve Katalonya için Birlik’ten (Junts) 7’şer, EH Bildu’dan 6, Bask Milliyetçi Partisinden (PNV) 5, Galiçya Milliyetçi Blok’tan (BNG) ve Kanarya Koalisyonundan (CC) birer milletvekili destek verdi.
Mecliste birinci parti konumunda bulunan 137 milletvekiline sahip sağ görüşlü Halk Partisi (PP), 33 milletvekili bulunan aşırı sağ görüşlü Vox ve sadece bir milletvekili olan Navarra Halk Birliği (UPN) karşı oy kullandı.
İspanya demokrasi tarihinde Ocak 2020’den sonra ikinci kez koalisyon hükümeti kurulurken, geçen yasama döneminde PSOE’nin ortağı olan Unidas Podemos’un yerini, seçimlerden kısa süre önce kurulan Sumar partisi aldı.
Genel seçimler öncesinde seçim programını açıklayan aşırı sağcı Vox partisi, düzensiz göçmenleri ülkelerine gönderme, “köktendinci” camileri kapatma vaatlerinde bulunmuştu.
Sırbistan’da iktidar ortağı, aşırı sağ eğilimli bir parti içerisinden kopan grup tarafından kuruldu
Sırbistan’da 17 Aralık’taki erken genel seçimde Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’in desteklediği ve 2012’den bu yana iktidarda olan Sırp İlerleme Partisi (SNS) öncülüğündeki “Aleksandar Vucic-Sırbistan durmamalı” ittifakı, henüz kesinleşmemiş sonuçlara göre, oyların yüzde 46’sını alarak seçimi önde tamamladı.
SNS’nin, aşırı sağ eğilimli Sırp Radikal Partisi içerisinden kopan bir grup tarafından kurulduğu biliniyor.
Muhalefet kanadı partilerinin oluşturduğu “Sırbistan şiddete karşı” ittifakı ise oyların yüzde 23’ünü aldı. Bu sonuçlara göre “Aleksandar Vucic-Sırbistan durmamalı” ittifakı, 250 sandalyeli ulusal mecliste 128 sandalye kazanıyor ve hükümeti kuracak yeterli sayıya ulaşıyor.
Aşırı sağın 2024’te yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerindeki etkisi de merak konusu
Ülkelerin kendi iç siyasi tablosunun yanı sıra aşırı sağ görüşlü politikacıların 6-9 Haziran 2024’te yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde nasıl sonuç alacağı da merakla takip edilen konular arasında yer alıyor.
AP’deki popülist ve aşırı sağ siyasi partilerin oluşturduğu siyasi grup “Kimlik ve Demokrasi” (ID), AP seçimlerinde üçüncü sırayı hedefliyor.
Avrupa genelinde seçimleri izleyen “Europe Elects”in 30 Kasım’da açıkladığı araştırma sonucuna göre de Avrupa ülkelerindeki aşırı sağ siyasi partilerin oy oranları, son dönemde hiç olmadığı kadar yüksek seviyelere çıktı.
Söz konusu araştırmada, Avrupa Parlamentosunda siyasi grup “Kimlik ve Demokrasi” (ID) şemsiyesinde toplanan ve mevcut 705 sandalyenin 60’ına sahip olan aşırı sağ partilerin, bugün seçim olsa sandalye sayılarını 87’ye çıkaracağı öngörüldü.
ID içinde Hollanda’da Geert Wilders liderliğindeki PVV, Fransa’da Marine Le Pen’in partisi RN, Almanya’daki aşırı sağcı AfD, Avusturya’daki FPÖ, İtalya’da Matteo Salvini’nin partisi Lega, Belçika’daki aşırı sağcı Vlaams Belang gibi partiler bulunuyor.
Tahminlerin doğru çıkması halinde ID Grubu, AP’de 4’üncü büyük siyasi güç olacak.
AP’de aşırı ve radikal sağ partilerin temsil edildiği diğer siyasi grup olan Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformistler (ECR) ise İsveç Demokratlar Partisi, İspanyol Vox, İtalya’nın Kardeşleri Partisi ve Polonya’nın Hukuk ve Adalet Partisi gibi partileri bünyesinde barındırıyor. Europe Elects araştırmasına göre ECR, AP seçimlerinde sandalye sayısını halihazırdaki 67’den 83’e çıkaracak. Böylece farklı aşırı sağ partileri bünyesinde barındıran Kimlik ve Demokrasi ile Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformistler gruplarının toplam AP’deki sandalye sayısı 170’e ulaşacak.
Europe Elects araştırması, ayrıca, Avrupa genelinde Yeşiller’in ciddi oy kaybı yaşayacağını, AP seçimlerinden sonra milletvekili sayılarının 72’den 52’ye düşebileceğini ortaya koydu. Aynı şekilde liberal eğilimli Renew Grubunun da oy kaybederek 101 olan milletvekili sayısının 89’a düşebileceği belirtildi.
Şu anda AP’deki en büyük siyasi oluşum olan merkez sağdaki siyasi grup Avrupa Halk Partisinin (EPP) AB içindeki ana siyasi aktör rolünü koruyarak 175 civarında milletvekili çıkaracağı, sosyalist S&D Grubunun da aynı şekilde 141 civarındaki milletvekili sayısını koruyacağı tahmin edildi.
AP seçimleri 27 AB üyesi ülkede 6-9 Haziran 2024’te yapılacak.
Avrupa’da geçen yıl da Fransa, İsveç ve İtalya’da aşırı sağcı adaylar hatırı sayılır oylar aldı
Avrupa’da 2022’de ise 11 ülkede yapılan genel seçimlerde bazı ülkelerde hükümetin kurulması uzun zaman alırken, bu seçimler içinde en dikkati çeken Fransa, İsveç ve İtalya’da aşırı sağcı adayların hatırı sayılır oylar alması oldu.
Avrupa ülkelerinde son yıllarda yükselen aşırı sağ eğilimler, özellikle İtalya’daki etkisini çok bariz şekilde ortaya koydu.
Aşırı sağ, Avrupa’daki ilk kesin zaferini ve iktidar koltuğunu İtalya’da elde etti ve aşırı sağcı Giorgia Meloni böylece İtalya’nın ilk kadın başbakanı oldu.
Fransa’da geçen yılki seçim, “aşırı sağın oylarını artırdığı tarihi seçim” olarak kayıtlara geçti
Fransa’da halk geçen yıl 2’si cumhurbaşkanlığı, 2’si parlamento olmak üzere 4 kez sandık başına gitti.
Aşırı sağcı aday Marine Le Pen, 10 Nisan 2022’deki ilk turda mevcut lider Emmanuel Macron’un karşısına çıktı. Yüzde 50’yi geçen aday olmadığı için seçim ikinci tura kaldı. Macron, 24 Nisan’da Le Pen’in karşısında galip çıktı. Ancak, bu seçim, “Le Pen ve aşırı sağın oylarını artırdığı tarihi bir seçim” olarak kayıtlara geçti.
Fransa’da milletvekillerinin belirleneceği genel seçimlerinin ilk turu 12 Haziran’da, ikinci turu 19 Haziran’da yapıldı. İkinci kez cumhurbaşkanı seçilen Macron’un vaatlerini yerine getirebilmesi için genel seçimlerde mecliste salt çoğunluğu sağlayabilmesi ve hükümeti kurabilmesi büyük önem taşıyordu, ancak bu mümkün olmadı.
Aşırı solcu Jean-Luc Melenchon’un girişimiyle kurulan Nupes ittifakı, ülkenin Meclisteki ilk muhalif siyasi gücü haline gelirken, aşırı sağ Ulusal Birlik (RN) 89 milletvekili çıkararak önemli bir başarıya imza attı.
Mecliste salt çoğunluğu kaybeden hükümetin meşruiyeti tartışma konusu haline geldi.
İsveç’te geçen yılki seçimlerde aşırı sağ görüşlü SD, ülkenin 2. büyük partisi oldu
İsveç’te 11 Eylül 2022’de yapılan seçimlerde, aşırı sağ görüşlü İsveç Demokratlar Partisinin (SD) oy oranını yüzde 20,5’e kadar yükselterek ülkenin ikinci büyük partisi halina gelmesi dikkati çekti. Hükümeti kurma görevi, ılımlı Muhafazakar Parti (M) lideri Ulf Kristersson’a verildi.
Sağ blok partiler yüzde 49,6 ve sol blok partiler ise yüzde 48,9 oy aldı.
Ülkede 36 gün sonra sağ koalisyon hükümeti kuruldu. Aşırı sağcı SD de hükümete dışarıdan destek verdiğini açıkladı.
İtalya’da Mussolini’den bu yana ilk aşırı sağcı başbakan Meloni oldu
İtalya, eski Başbakan Mario Draghi’nin istifasının ardından 25 Eylül 2022’de erken parlamento seçimlerine gitti.
Aşırı sağcı İtalya’nın Kardeşleri Partisi (FdI) ve Başkanı Giorgia Meloni’nin liderlik ettiği sağ ittifak, hem Senato’da hem de Temsilciler Meclisi’nde de hükümet kuracak çoğunluk sayısını elde etti.
Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella 21 Ekim’de, yeni hükümeti kurma görevini Giorgia Meloni’ye verdi. Aşırı sağcı Meloni böylece İtalya’nın ilk kadın başbakanı oldu.
Avrupa ülkelerinde son yıllarda yükselen aşırı sağ eğilimler, ilk kesin zaferini ve iktidar koltuğunu İtalya’da elde etti.
Danimarka’da 44 yıl sonra ilk defa sağ ve sol partiler koalisyon hükümeti oluşturdu
Danimarka, geçen yıl planlanandan 7 ay önce yapılan erken genel seçimler için 1 Kasım’da sandık başına gitti.
Başbakan Mette Frederiksen’in Sosyal Demokratlar Partisi en fazla oy alan parti olurken onu destekleyen merkez sol ittifakı da parlamentoda çoğunluğu elde etti. Sosyal Demokratlar, son 20 yılda aldıkları en yüksek oran olan yüzde 27,5 ile yine parlamentonun en büyük grubu oldu, ancak Frederiksen başkanlığındaki hükümet, 42 gün sonra kurulabildi. Ülkede 44 yıl sonra ilk defa sağ ve sol partiler bir araya gelerek koalisyon hükümeti oluşturdu.
Muhabir: Zuhal Demirci