ANTALYA (AA) – Antalya’nın Kumluca ilçesinde kurulan Batı Antalya Tropik Meyve Üretim ve Yaygınlaştırma Merkezi’nde bölgeye uygun tropik meyve türlerinin yetiştirilmesi planlanıyor.
Antalya’nın Manavgat, Alanya ve Gazipaşa gibi doğusunda bulunan bazı ilçelerde üreticiler, son yıllarda bölge ikliminin uygunluğu dolayısıyla yüksek verim ve gelir elde etmek için tropikal bitkilere yöneldi.
Bölgede çok sayıda tropik meyvenin yetiştirilmesi ve ihraç edilmeye başlanmasının ardından kentin batısında bulunan ilçelerde de tropikal meyve yetiştirmek için çalışma başlatıldı.
Bu kapsamda Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı, Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası, Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Akdeniz Üniversitesinin işbirliği ile Kumluca Meslek Yüksekokulu bahçesinde 5 ay önce Batı Antalya Tropik Meyve Üretim ve Yaygınlaştırma Merkezi kuruldu.
Bölgenin tarımsal üretim gelirine katkı sağlayacak merkezin araştırma ve geliştirme yapılabilmesi için de 4’er dekar bahçe ve modern sera oluşturuldu.
Merkez ile Kumluca, Finike, Demre ve Kaş’ta tarımsal ürün çeşitliliğinin artırılması ve tropik bitki ekiminin yaygınlaştırılması hedefleniyor.
“Tropik 1200 tür var”
Akdeniz Üniversitesi Kumluca Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Lokman Altınkaya, AA muhabirine, merkez bünyesinde doku çalışmalarının yapılacağı tropik meyve araştırma laboratuvarının da kurulduğunu söyledi.
Merkezde tropik meyve yetiştiriciliğine yönelik bilimsel çalışmaların yürütüleceğini belirten Altınkaya, şunları kaydetti:
“Bu projeyi çok önemsiyoruz çünkü tropik meyve yeni bir alan. Burada bilgi kirliliği çok fazla. Bilimsel çalışmalarla bilgi kirliliğinin önüne geçmeye çalışıyoruz. Hızlı hareket etmek istemiyoruz sağlam güvenilir adımlarla bilimsel konulara dayandırdığımız tecrübelerimizle sağlam temeller oluşturmaya çalışıyoruz. Tropik meyve dediğimizde sadece muz ve birkaç meyve aklımıza geliyor. Tropik 1200 tür var. Bunlar arasında bölgemize uygun en iyilerini seçmeye çalışacağız.”
Bölgede katma değeri yüksek tropik meyve türlerinin üretimini sağlamak istediklerini anlatan Altınkaya, her yıl yeni türleri adapte ederek geliştireceklerini bildirdi.
Doğru üretimin önemine işaret eden Altınkaya, “Bu çalışmayla üreticilerimize alternatif ürün sunmak istiyoruz. Projemizdeki amaç iklimler yoğun şekilde değişmeye devam ediyor, bunu gözlemliyoruz. 15-20 yıl sonraki süreçte farklı iklimsel durum oluştuğunda 15 yıllık süreçte ‘şu türler şu iklimsel değerlerde yetiştirilmeye hazır, kullanabilirsiniz’ diyeceğiz. Aslında geleceğe yön verecek şekilde tarım politikası oluşturmaya çalışıyoruz.” dedi.
Bölgede domates, biber, salatalık, patlıcan, turunçgiller gibi geleneksel ürünlerin yoğunlukla yetiştirildiğine dikkati çeken Altınkaya, projeyle üniversite ve çiftçinin el ele vererek tropik meyve yetiştiriciliğinin bölgede artacağına inandığını kaydetti.
17 tropik meyvenin adaptasyon çalışmasına başlandı
Uygulama serasında ilk etapta 17 farklı tropik meyvenin adaptasyon çalışmalarına başladıklarının bilgisini veren Altınkaya, şöyle konuştu:
“Pitaya, mango, passiflora, guava, papaya, plantain, longan, litchi, karambola, çerimoya, black sapote, mamey sapote, sapodilla, barbados kirazi (acerola), ice cream bean, macadamia fındığı, tamarin gibi meyve fidanlarının üzerinde çalışıyoruz. Bölgede başarılı üretilmesini beklediğimiz bazı farklı türler var. Çiftçi gözetiminde türleri deneyeceğiz. Antalya’nın batı ilçeleri Kumluca, Finike, Demre ve Kaş’ta toplam 70 dekar alanda demonstrasyon (yeni türlerin bölgede yaygınlık kazanmasına yönelik ilk üretim, gösterim ve eğitim faaliyetleri) çalışmalarını yürüteceğiz. 20 dekar alanda başladık. Bölgede kontrollü, kaliteli, aroması ve tadı oldukça iyi tropik meyve türlerini üretmek istiyoruz.”
Altınkaya, çiftçiye tropik meyve yetiştiriciliğine ilişkin eğitimler vereceklerini kaydetti.
Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Fahri Özen de Antalya’nın batı ilçelerinde çiftçinin daha çok kazanması ve ihracat gelirlerinin artması için çaba gösterdiklerini ifade etti.
Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı Yatırım Destek Uzmanı Çağatay Karaca ise bölgenin tarımsal ürün çeşitliliğinin artmasının hem gıda ve arz güvenliği açısından önemli olduğunu hem de piyasa koşulları açısından fayda sağlayacağını düşündüklerini vurguladı.
Muhabir: Fatih Hepokur