Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ajda Pekkan, müzik sektörünü eleştirdi

Ajda Pekkan, ‘Mazhar Alanson ile Misafir’ adlı programda Zeki Müren ve müzik sektörüyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Pekkan, müzik sektörünün heyecanının kalmadığını, para derdinde olunduğunu söyledi

Ajda Pekkan, 'Mazhar Alanson

Ajda Pekkan, Mazhar Alanson’un ‘Mazhar Alanson ile Misafir’ adlı programında Zeki Müren ile ilgili anılarından bir yenisini anlattı.

Ajda Pekkan, Zeki Müren hakkında şunları söyledi; “Sahne arkasında müthiş şeyler öğrendim. ‘Kulis nedir?’, ‘Neler yapılıyor?’ ‘Neler dönüyor?’… Benim için okuldu. O, beni hep katalizör olarak kullanırdı. Bunu iyi manada söylüyorum. ‘Ajda, olmazsa ben çıkmam’, ‘Ajda, olmazsa ben gitmem’… Öyle bir tutkusu vardı. En ufacık bir gülümseme bana tatlı geliyordu. Zeki Müren benim için ütopik bir şeydi. İlk filmimi çektim diye kendimi bir şey zannetmedim ama sonradan şarkı söylemeye başlayınca, onun yakınlığı beni çok etkiledi.”

Zeki Müren’in öfkeli halini de gördüğünü söyleyen Ajda Pekkan, sözlerine şöyle devam etti. “Onun sinirli olduğu zamanı görmemem gerekiyordu. Gördüm ne yazık ki… Bir mikrofon hadisemiz oldu, çok fana… AKG mikrofon vardı o zamanlar, kare mikrofonlar… Onunla şarkıyı söylüyorum ama sesim bana boğuk geliyor. Arkada duran Şeref ve Gürsel’e ‘Bana biraz eko verir misiniz?’ dedim. Öyle biraz derinlik istiyorum. O zamanlar müzik terminolojisini de bilmiyorum. Sadece eko biliyorum. ‘Tabii’ dediler, verdiler. Bitirdim programı, tam içeriye giriyorum, arkada kıyamet kopuyor. Dayak yiyor çocuklar; ‘Ekoyu niye verdiniz’ diye… O faşist ruhu orada gördüm. Biz böyle büyüdük zamanında ama ben bunu bile tatlılıkla karşılıyorum. Demek ki oyunun kuralları öyle.”

Ajda Pekkan, müzik sektörüne yönelik eleştirilerini de dile getirdi; “Kimsede artık heyecan kalmamış. Herkes ‘Nasıl para kazanırım, akşamı nasıl ederim? derdinde. İçlerinde o müzisyenlik yok çocukların. Herkes haklı olarak evini geçindirmek istiyor. Çünkü şartlar değişti. Eskiden biz sabah – akşam konser verirdik. Şimdi desen ki ‘Yapar mısın?’ diye yapamam. Artık bizim marka isimlerimiz var. Öyle çıkıp her yerde söyleyemeyiz. Ancak halk konserleri, büyük konserler olur.”