Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

KTÜ sismoloji laboratuvarında 4 istasyondan gelen veriler 24 saat gözlemleniyor

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü çatısı altındaki sismoloji laboratuvarında, bölgede kurulu 4 istasyondan gelen deprem kayıtları 7 gün 24 saat izleniyor.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ)

TRABZON (AA) – KTÜ tarafından 2006’da, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü işbirliğiyle Rize’nin Pazar, Giresun’un Espiye ilçesi ile Bayburt ve KTÜ yerleşke alanında toplam 4 deprem kayıt istasyonu kuruldu.

Yaklaşık 17 yıldır aktif çalışan istasyonlarda oluşan deprem kayıtları, sismoloji laboratuvarında anlık izlenerek elde edilen veriler hem Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile paylaşılıyor hem de Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun yer altı yapısı ve depremselliğinin belirlenmesi için kullanılıyor.

Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilgün Lütfiye Sayıl, AA muhabirine, Karadeniz’de deprem gözlem istasyonları kurmak için çalıştıklarını söyledi.

Türkiye’nin her yerinde irili ufaklı depremlerin meydana gelebileceğine işaret eden Sayıl, Karadeniz’de de son yıllarda ufak çaplı da olsa büyüklükleri 4,0’dan küçük depremlerin daha sık görülmeye başladığını aktardı.

Sayıl, halk arasında söylenen “Karadeniz’de veya denizde deprem üreten fay hattı yok” ifadesinin yanlış olduğunu belirterek, “Bilfiil deprem konusunda araştırma yapan biri olarak bunun zorluğunu Karadeniz Bölgesi’nde yaşıyorum. Bazen il il, ilçe ilçe dolaşıyor, belediyeleri ziyaret ediyoruz. ‘Burada deprem olmaz ki.’ diyorlar. Biz istasyon kurma çalışmalarını yürütüyoruz. Dolayısıyla bu fikri benimsetmeye çalışıyoruz.” dedi.

“Aletsel envanterleri geliştirdik”

Türkiye’nin deprem kuşağında olduğuna dikkati çeken Sayıl, “Bunu zaten herkes biliyor ama biz genel olarak Karadeniz kıyısı olarak sanki depremi hiç yaşamayacağız veya buralar çok sakinmiş gibi hissediyoruz.” diye konuştu.

Prof. Dr. Sayıl, bugüne kadar bölgede küçük çaplı depremler olduğunu anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çok küçük mikro depremleri (büyüklükleri 3,0’dan küçük), aletsel eksikliklerimiz diyelim, kaydedemiyorduk. Bizim daha çok bölgesel yaşadığımız sorunlar, taş ocağı patlatması konusunda. Dolayısıyla onların depremlerle karıştırılması sıkıntısını yaşıyorduk. Şimdi daha çok aletsel envanterleri geliştirdik. KTÜ olarak Karadeniz kıyısında özellikle Samsun-Artvin arasında Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile işlettiğimiz protokol gereği 4 istasyonumuzun maliyeti karşılanmıştır.”

Söz konusu istasyonların belli noktalara yerleştirerek işletildiğini anlatan Sayıl, “Söz konusu istasyonlarda deprem kayıtlarını 7 gün 24 saat takip ediyoruz. Burada bir deprem olduğunda kayıtlar anlık olarak paylaşılmakta ve depremlerin de anlık olarak izlenmesi sağlanmaktadır.” ifadesini kullandı.

“Birisi Perşembe’ye kuruldu, diğeri Of’a kurulacak”

Sayıl, üniversite olarak deprem kayıt istasyonlarını artırmanın gayretinde olduklarını vurgulayarak, “Üniversite olarak yeni 4 istasyon daha kurmak için çalışıyoruz. Amacımız biraz yakın istasyon oluşturup daha detaylı ve daha iyi deprem çözümleri yapmaktır. Bu amaçla da bu 4 istasyonun birisi Perşembe ilçesine kuruldu, diğeri Of ilçesine kurulacak. Diğer ikisi için yer belirlemesi yapıldı.” dedi.

Sismoloji Ana Bilim Dalı olarak 35-40 yıldır işlev gören bir bölüm olduklarını da belirten Sayıl, şunları kaydetti:

“Bu kapsamda sismoloji laboratuvarımız da ön plana çıkıyor. Yaklaşık 20 yıldır bu laboratuvarımızda bölgemizde oluşan mikro deprem aktivitesinin izlenmesi yapılmakta, ayrıca ülkemizde meydana gelen depremlerin kayıtları da değerlendirilmektedir. Hedefimiz bölgemizde bu istasyon sayılarını artırarak özellikle Karadeniz Bölgesi’nin deniz ve kara kısmında mikro deprem aktivitesini izlemek, daha hassas ve güvenilir şekilde deprem parametrelerini (yer, derinlik, büyüklük…vb) tanımlamak ve deprem çözümlemeleri yapmak, deprem tehlikesini ve riskini ortaya çıkarmak, deniz ve kara alanlarındaki fayların özelliklerini belirlemektir.”

Muhabir: Meltem Yılmaz Karakurum