“ İnsanlar sadece kişisel tatminleri için sevilmeyi beklerler.Gerçekte saf bir sevgi yoktur yüreklerinde. Sevginin temelinde çıkarcılık vardır.Sevgi, sadece avuntudur.Kişisel gelişime engeldir.”
Spinoza
‘’Sevgi mutlulukla, o mutluluğu yaratan nedenin birleşmesidir.’’
Voltaire
‘’Gençlikte sevmek çılgınlıktır, benim yaşımda ise zor bir iştir.’’
Kafka
“En çok seni seviyorum diyorum ama gerçek sevgi bu değil sanırım, sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki…” (Milena’ya Mektuplar)
Erich Fromm
‘’ Seni seviyorum diyebiliyorsam, bu sende bütün insanlığı, bir anlamda canlı olan her şeyi ve yine sende kendimi seviyorum demektir.’’
Althusser
‘’Sanırım gerçek sevginin ne olduğunu öğrendim. Atılganca kendi duygularımız üstüne iddialaşmak değil, karşıdakinin arzularına ve ritmine saygı göstermek. Hiçbir şey istememek ve verileni kabul etmek. Yani yalın özgürlük.” (Gelecek Uzun Sürer)
Aşk ve Sevgi’yi Anlatan Şiirler…
Şiirler duyguları en içten ve yoğun anlatan mısralardır.Aşkın tanımını en iyi Türk ve dünya edebiyatındaki şiirlerde bulabiliriz.Bu tanımda gizem, kutsallık, sonsuzluk, arzu, tutkular, doyum, ihtiras, yakarış, hüzün ve daha nice duyguları birlikte görebiliriz.
Aşk-ı Maşuk
Bir kasedir alev dolu gönlüm yana yana
Men ta senin yanında dahi hasretem sana
Yaşlar dökende söndüremez hasretimi su
Sunsan elinle kanımı içsem kana kana
Rabia Hatun
Muhibbi
Celis-i halvetim,varım,harimi mahı tabanım
Enisim,mahremim,varım,güzeller şah-ı sultanım
Hayatım,hasılım,ömrüm,şarab-ı kevserim,adnim
Baharım,behçetim,rüzum,nigarım,virdi handanım
Kanuni Sultan Süleyman
Vuslat
Kanmaz en uzun buseye öptükçe susuzdur
Zira susatan zevk o dudaklardaki tuzdur
İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan
Bir sır gibidir az çok ilah olduğumuzdan
Yahya Kemal Beyatlı
Sevdaya mı tutuldun?
Benim de mi düşüncelerim olacaktı
Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım
Sessiz sedasız mı olacaktım böyle?
Çok sevdiğim salatayı bile
Aramaz mı olacaktım?
Ben böyle mi olacaktım?
Orhan Veli Kanık
Aşk’ı her şair farklı bir özelliği ile anlatıyor…
Turhan Ragıp Oğuzbaş
İspanyol meyhanesinde tahta masalara yazıyor sevgilisinin adını ve sonra şarap döküp üstüne öpüyor…
Atilla İlhan
‘’Ben sana mecburum’’ adlı şiirinde;
‘’Adını mıh gibi tutuyorum aklımda’’ diyerek tutkuyu tanımlıyor.
Turgut Uyar
‘’Şöyle bir içten öpmeni senin dünyalara değişmem’’ diyor.
Bedri Rahmi Eyüboğlu
‘’Kara dutum çatal karam çingenem’’ diye çağırdığı sevgilisine
‘’Gülen ayvam ağlayan narımsın
Kadınım kısrağım karımsın’’ diye sesleniyor.
Ahmet Muhip Dranas
‘’Sevgiliye Serenad’’ şiirinde;
‘’ Pencerenden bir gül attığında
Işıklarla dolacak kalbimin içi’’ diyor.
Bekir Sıtkı Erdoğan
Ünlü ‘’Marya’’ şiirinde yine Aşk’ın ölümsüzlüğünü;
‘’Sil gözlerini
Hadi sil yavrum
Bizim yokluğumuzdan ne çıkar
Aşkımız var ya’’ dizeleriyle yansıtıyor.
Louis Aragon
‘’Elsa’nın Gözleri’’ şiirinde;
‘’Öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de
Bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm’’ der.
Shelley
İngiliz Şair sevgilisi ‘’Emilia’’ya
‘’Tek olalım ben ve sen
Tek can iki bedene
Çift olmak ta ne ? ’’ diye seslenir.
Sonuç
- Mitolojik, psikolojik ve edebi yönleriyle Aşk’ı anlatmaya çalıştık.
- Oysa Aşk da terapi gibi yaşanılan ancak aktarılamayan bir süreçtir.
- Yine de Aşk’ı yaşayanların ve inceleyenlerin diliyle sizlere anlatmaya çalıştım. Umarım bir nebze de olsa başarabilmişimdir.
YORUMLAR