Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. Al, İsrail'in Gazze'de beyaz fosfor kullandığını gösteren delilleri AA'ya değerlendirdi

Prof. Dr. Behçet Al, “Bu konuyla ilgili bölgeden gelen elimizde çok sayıda fotoğraf ve video var. Dayanılmayacak derecede dehşet verici fotoğraflar bunlar.” dedi.

Prof. Dr. Behçet Al,

İSTANBUL (AA) – İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları devam ederken AA muhabirlerinin ulaştığı görüntüler, İsrail’in beyaz fosfor kullandığını ortaya koydu.

Medeniyet Üniversitesi Öğretim Görevlisi Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. Behçet Al, İsrail’in saldırılarından sonra Gazze’den gelen fotoğraflar, videolar ve tanıkların anlatımları çerçevesinde İsrail’in Gazze’de beyaz fosfor kullandığını gösteren delilleri AA’ya değerlendirdi.

Bu görüntülerin yayımlanmasının ardından İnsan Hakları İzleme Örgütü, İsrail güçlerinin Gazze’ye yönelik saldırılarında beyaz fosfor kullandığını video ve tanık ifadelerine dayanarak tespit ettiğini duyurdu.

Görüntüleri inceleyen Al, yaptığı açıklamada, sahadan gelen görüntüler, hastaların açıklamaları, hastaları gören ve tedavi eden sağlık çalışanlarının açıklamaları dikkate alındığında, saldırılarda beyaz fosfor kullanıldığına dair yüksek derecede kanaat sahibi olduklarını söyledi.

Savaşlarda ilk kez 1955’te Vietnam’da kullanıldı

Al, “Aslında kelime olarak da Yunanca bir kelimedir. Işık getiren, aydınlatan anlamında geliyor. Üretimi, ilk ortaya çıkması da 1650’li yıllarda bir simyacı tarafından bulunmasına dayanıyor. Yani rastgele bulunan bir şey. O günden itibaren artık çok farklı alanlarda kullanılmaya başlanıyor.” dedi.

Beyaz fosforun ne olduğu hakkında bilgi veren Al, beyaz fosforun fosfat kayalarından üretildiğini, temizlikten gıdaya birçok alanda kullanıldığını, askeri alanda ise özellikle sis bulutları oluşturmak için kullanımının yaygın olduğunu ve savaşlarda ise ilk kez 1955’te Vietnam’da kullanıldığını anlattı.

Al, “Son olarak 2003 ve 2005 yıllarında Gazze’de yapılan saldırılarda net olarak kullanıldığı ortaya çıktı. Kullanılmasının sebebi şu: Yüksek tahrip gücü oluşturmak için kullanılıyor. O da şu şekilde oluyor: Fosfor atmosferle temas ettiği zaman çok yüksek ısı oluşturabiliyor ve tahrip gücü çok yükseliyor, alev alıyor.” ifadelerini kullandı.

Beyaz fosforun vücutta neden olduğu semptomlar

Beyaz fosforun insan üzerinde üç önemli etkisinin olduğunu belirten Al, şunları kaydetti:

“Birincisi cilt üzerinde, ikincisi göz, diğeri de solumun yolu üzerinde… Çok ciddi yanıklara sebep oluyor ciltte. Gözde de görme bulanıklığı, göz kapaklarında hassasiyet, göz perforasyonu, görme bozuklukları yapabiliyor. Solumun yolunda da birikip solumun yolunda dumandan dolayı, ses kısıklığı, boğazda yanma, temel olarak da bizim hiç istemediğimiz solumun yolunda kalıcı ciddi hasar oluşturuyor, akciğerlerde sıvının oluşmasına sebep olabiliyor. Daha ileri dönemlerde de kronik hasarlar da olabiliyor. Kardiyovasküler sistem üzerinde, karaciğer üzerinde, böbrek üzerinde kalıcı hasarlar, böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği yapabiliyor, kalp yetmezliği yapabiliyor. Kalp hasarlarına neden olabiliyor.”

Savaş başlıklarında yanıcı ve tahrip edici gücünden faydalanmak için beyaz fosforun kullanıldığını söyleyen Al, “Bombanın patlamasıyla beraber iki tane etki oluşuyor. Bir bombanın bizzat kendi etkisi, bir de bu fosforun yanıcı ve tahrip edici gücüyle ikisi birleşince çok yüksek tahrip ve öldürücü bir hasara sebep olabiliyor. Yanıkları çok şiddetli ağrı yapar. Yani hakikaten dayanılmaz. Yanık zaten kendisi çok ciddi ağrı verici bir şeydir. Ama bununla beraber yüksek tahrip edici gücü oluşuyor ve ciddi yanıklara ve ciddi ağrılı yanıklara sebep olabiliyor. Bu açıdan, zaten bu tahrip edici gücünden dolayı kullanılıyor.” diye konuştu.

Al, bombanın ilk etaptaki tahrip edici etkisinden kurtulanların 2 saat sonra ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldığını belirterek “72’nci saatten sonra öldürücü seviyeye çıkabiliyor. İşte solunum yetmezliği, kalp yetmezliği, karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği sebep olarak insanlarda öldürücü bir sonuca neden olabiliyor.” dedi.

“Panzehir olarak bilinen bir tedavi yöntemimiz yok”

Beyaz fosforun kullanıldığı ortamda kalıcı olabildiğini söyleyen Al, sularda ve toprakta uzun süre kalan beyaz fosforun hem çevreye hem insanlara zarar verebildiğini söyledi.

Al, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Fosfora yönelik olarak bizim antidot dediğimiz halk arasında panzehir olarak bilinen bir tedavi yöntemimiz yok. Ancak diğer bütün yanıklarda yaptığımız önleyici veya kurtarıcı tedaviler, tedavi yöntemleri kullanırız. Esas olarak da bu meydana geldiği zaman insanı bir kez oradan uzaklaştırmak gerekiyor. Eğer maruz kalmışsa bir an önce o fosforu da insanın üzerinden uzaklaştırmak gerekiyor. Buna biz kontaminasyon yöntemi diyoruz. En etkili yöntem, uzun süre bolca soğuk suyla yıkayacaksınız. Çünkü fosfor sıcak şeylerle temas ettiği zaman ciddi derecede oksitleniyor ve yanıcı etkisi oluyor. Elinizde bulunduğu zaman onu sıcak bir ortamda elinize aldığınız zaman patlıyor. Genelde oda ısısından 10 derece yüksek olan ısılarda elinizde patlayabiliyor. Koruduğunuzda kaldığı yerde patlayabiliyor ve oksitlenerek ciddi tahrip edici bir güce ulaşabiliyor.”

Bazı yerlerde tedavi için bakır sülfatlar kullanıldığını söyleyen Al, bunun etkili bir çözüm getirmediğini ve beyaz fosforun temas ettiği noktaları soğuk suyla bolca yıkamak gerektiğini kaydetti.

“Bu konuyla ilgili bölgeden gelen elimizde çok sayıda fotoğraf ve video var”

Al, 7 Ekim’den itibaren başlayan olaylarda beyaz fosfor kullanıldığını gösteren görüntü ve görgü tanığı ifadelerinin olduğunu belirtti.

Beyaz fosforun spesifik bir kokusu olduğunu ve sarımsak gibi koktuğunu kaydeden Al, sağlık çalışanlarının bunu net bir şekilde anlayabildiğini, Gazze’deki sağlık çalışanlarıyla kurdukları temaslarda aktarılan gözlemler ve gönderilen fotoğraflarda fosfor bombası kullanıldığını anladıklarını söyledi.

Al, sağlık çalışanlarının bölgeden kendilerine görüntü göndermeye devam ettiğini belirterek “Bu konuyla ilgili bölgeden gelen elimizde çok sayıda fotoğraf ve video var. Dayanılmayacak derecede dehşet verici fotoğraflar bunlar.” ifadelerini kullandı.

Muhabir: Faruk Hanedar